31 Mayıs 2020 Pazar

olmaz işte



sevdiğim adamlar var artık
artık daha da kadın mıyım ben
erkeklik çağım bitti
henüz başlamadan biten her şey gibi
bir yüreği tutuyorum şimdi
hafifçe havada

güneş lekeleri olmalı insanların diyorum
hafifçe kavrulmalı tenlerimiz
sürekli ve yavaş yavaş
her mevsim kesintisiz
yaz olmalı
çillerimiz de çıkarsa bir gün
yüzünü izlediğim o günler gibi
içimden defalarca dediğim gibi
çilli güzelim
bak bana
bir kereliğine de olsa kaşla göz arasında gör beni
affet ve sarıl lütfen
içimden çilli güzelim dediğimi hatırla
o yaz kavrulmamak için sürdüğümüz güneş kremlerini
gece boyu dönen pervaneleri hatırla
şoktan indirimden aldığımız
izmir sabahlarındaki o sokak seslerini
adamların sokaklarda nasıl bağırarak sohbet ettiklerini
sokak boyu sergilenen ucuz çantaları
mahalleli kedileri
seninle buluştuğumuz o durağı
beni bekleyişini
nasıl özlemiştik birbirimizi

güneşin öyle güzel bir zafer kazandığını hiç görmemiştim. kimsecikler yoktu sokaklarda. senin şantiyede olduğun benimse özgürce dolaştığım zamanlardı. izmirde beni çeken şeyleri ilk kez orda, senin işten çıkmanı beklerken fark ediyordum. bolca sigara içiyordum. fotoğraflar çekerek ve müzik dinleyerek o sıcaktan insansız kalmış şehirde seni bekliyordum. Atilla ilhanın yıllarca her gün bindiği o vapura biniyorduk seninle. yan yana oturduğumuzda çok iyi hissediyordum. biz orada beraberdik gerçekten. senin için elimden geleni yapıyordum. seni  el işi emeğim gibi gözetiyordum. gece sıcaktan uyuyamadığında pervane hep sana dönük oluyordu. sen ferahladıkça ben de ferahlıyordum sanki. sıcak sarılmamızı engelliyor diye içerliyordum. ''gidemiyorum hiç bir yere ben aşıkken izmire'' sözünü duymak için ard arda gazapizm dinliyordum.  ben sana aşıkken senden gidemiyordum. bamya yapmıştım bir gün. yemedin. ertesi gün de yemedin. aslında severdin.
sen şantiyedeyken ben senin ufak tefek işlerini hallediyordum. bir gün uzunca bir yol gidip o böcekli evin anahtarını bahçedeki saksının altına koymuştum. ortadaki saksı. izmirin kenar mahallesi olmasa da çok iç açıcı bir yer değildi. ardından geri metroya yürümüştüm. metroya binmeden bir sigara daha yakmıştım. nasıl olsa geç kalmıştım. yeni tanıştığım bir şehirdi izmir. birkaç günde tüm durakları ve aktarmaları öğrenmiş, usb ye benzeyen o gökdelenlerle ben de dalga geçer olmuştum. ara sıra kırgınlık ve hüzne boğuluyordum. bu hep oluyordu ve hiç anlayamadım. izmirde beni karşıladığın o an bütün boğulmalara bedeldi oysa. güzelce kal. güzeller güzelim.

sevdiğim adamların bir daha önemi olmayacak. sen geçtin.
erkenden gelip geçtin.
bu dünyadan bir arkadaş z. özger geçmedi oysa