ben seni biraz bulunca kendimi kaybetmekten, kendimi farkındayken senin parmaklarımın arasındaki süttozu gibi akıp gitmenden yoruldum.
ya da start it over___ikimiz de yokken evde zil çaldığında kilise çanı gibi bazı kere onbeş daki ka, aynı anda iki el ikimizin farklı zillerine bastığında tırnak uçlarıyla, bulduğumuz en uzak deliğe popomuzu sıkıştırmaya çalışırken yüzlerimiz birbirine dönük, birbirimizin zillerini çaldığımızda koşa koşa açıyoruz bu doğru aynı anda basılan iki zile açılan iki kapı yüzleri biribirine dönük welcome paspasları. ya sonrA? hızlıca-biraz-dakika geçmemişken kafanın içindeki havuza koyduğun plasticc ördek* ben, o kadar da hafifken beyin omurilik sıvından, nasıl oluyor da batıyorum_____dibe___
*çok doğru bazen de sensin o plasticc ördek, ama ben sen bATMA diye tıpayı çıkarıyorum. herhangi bi alert durumunda. çünkü inanma sen daha, birbirimize ihtiyacımız var. dengede kalmak için. hele ben ya, çok dramatiğim bazı spesifik konularda, nerden tutsam elimde kalan demirden bi terazim var, sen pamuksun bi kilo hadi, e karşında? alevden demir topları, sönüm sönümlendirmek için seni, ellerimi koyuyorum siper diye yetmezse göğüs duvarımı, işte hep o işçi tulumunda, o sarı, misket limonu, delip geçemezbazı kumaşları, bazı ateşlerin zorlu güçleri. hele gaz odalarımda kendi akciğerlerimi sallandırırken, sen ateşe düşme diye, üç kat maske geçiriyorum yüzüme. kıymayın sevgime. seni hep en baştan seviyorum. nerede hata var göremediğim için. yine neden anlayamadığım için, kafamı koruyabilmek için seni oturup tekrar tekrar seviyorum.
alt tirenin bol keseden kullanıldığı müsrif yıllar_____dönüş__bulamayış____evde yok kilise çanları
hediye_98_usta
ne dinliyorumu göster (+)
---------<>---------
churros taste on my mouth
elimle koymuş gibi bulsam dişlerini. hiç görmek istemem ya seni mutsuz, yorgun. keşke elinin ulaştığı her şeyi yakalasan___bitirsen___gitse kafandan_
bomboş o
hafif
mümkün değil
plastic ben
duygularım çelik
-ten duygularım burnumu yakıyor
aynı virüsle hallenelim, işte oluyor
halleyleniyoruz şuan çünkü;:;
şimdi üşüyorum_biraz üşümek istemiştim_ş,mdi çok üşüyorum
küçük bi kanvas aldım 15x17 filan mı bilmem baya küçük, sana elimle şekillenmiş şeyler vermek için kafamı patlatıyorum. senin gibi güzel çizemiyorum ama acı fıstık çorbası yaptığımda dediğin gibi sen yaptın diye içerim? keşke seni üzen rahatsız eden şeyleri silkeleyip uçurabilsem ön pencereden
omuzlarından seni silkeleyip nolur üzülme artık ben burdayım, eğer üzgünü tetikleyen bensem ben burda değilim gidiyorum desem. keşke biraz anlasam kaşının çatığını. elinde kahve varken daha da yavaş geçsem dev kasislerden. bu kasis ortadoğu ve balkanların ennnn geniş kasisi biz yaptık!! evet yanlış duymadınız. en geniş.
herhangi bir yol yok ki yarısı yandan yemişli olmayan. özür dilerim bok gibi sürdüğüm için arabayı. bir şeylere isyanım anlaşılan bu araba sürüşüm. dikmenin yolları yanmasın, hepgeleyim_sanahep
keşke gerçekten hayatında iyi ki olsam, sana iyi gelemedikten sonra iyi ki'yi geç? olmasam?
bilsene çabalıyorum bilsene dibini sıyırdığım kuyunun suyu sensin.
bilsene kalbimi eline alıp okşuyorsun. i seeked it out for all my life, someone to touch my heart_feel my heartbeat, in their pulse of willing to live. ur being that someone. please my love my babychild, always be that one.
dün 2
bugün sanırım 6 crunch. en sevdiğimden gofretsiz!!
en sevdiğin pez'in biri o para isteyen çocukta biri bende. eğer o da yediyse artık baya sindirilmiş şekilde.
hello kitty xanax
kalbine geliyorum. o kristalleri mor bonsai ağacıyım. al beni al beni al beni al.
27 Aralık 2019 Cuma
12 Aralık 2019 Perşembe
her şeyin manifestosu
insanları birbirinden ayıran her türlü edinsel kimlikten nefret ediyorum ve savaşım bitmeyecek.
seni seviyorum, bundan başka kutlanacak ne var?
füruğ okuyup kendimi teselli ediyorum
o da yaşadığı toplumda hoş görülmemişti
ben? ben toplumun en küçük parçasında hoş görülmüyorum
beni en çok seven insanlar hoş görmüyor
ve sanıyorlar ki hiçbir şeyin farkında değilim
hayatının kontrolü elinde değil hedo
her şeyi doğru yapmak zorundasın
hataya ve hevese yer yok
boş hevesler
peşinde koşma
hedo
seni seviyorum ve bundan başka kutlanacak bir şey yok.
seni seviyorum, bundan başka kutlanacak ne var?
füruğ okuyup kendimi teselli ediyorum
o da yaşadığı toplumda hoş görülmemişti
ben? ben toplumun en küçük parçasında hoş görülmüyorum
beni en çok seven insanlar hoş görmüyor
ve sanıyorlar ki hiçbir şeyin farkında değilim
hayatının kontrolü elinde değil hedo
her şeyi doğru yapmak zorundasın
hataya ve hevese yer yok
boş hevesler
peşinde koşma
hedo
seni seviyorum ve bundan başka kutlanacak bir şey yok.
26 Ekim 2019 Cumartesi
sensitive savage
21 Ekim 2019 Pazartesi
sesli kayıttan daktiloya çekilmiş break downlar
uuuf.... hiçbir şey farketmiyor ben dahil kimsenin önemi yok kimsenin hayatında kendi hayatında da hiç önemi yok herkes gidip gelebilir ama bunu farkedemiyoruz istemiyorum
şuan aklıma ilk arayacağım kişiyi aramak istemiyorum çünkü kimse beni ağlarken dinlemek isteyecek kadar sevmiyor kimse dramama da ortak olmak istemiyor dramama ortak olacak tek insan var tek insan var o da uyuyo şuan onu da bunun için uyandırmam ki çok yoruluyorum bu düzeni korumak zor. değil. ben sadece eşya. belki kalbim burda değil belki burda olmamam gerekiyor istemiyorum ben daha fazla yıpranmak istemiyorum uzaktan görünce daha çok sevebilirsin özlersin belki içinde yaşamak çok zor onlar da birbiriyle yaşamamalııı 5 tane ayrı evimiz olmalı hıhAhh insanlar yalnız kalmalı bak şuan ne kadar mantıklı düşünüoyorum insanlar yalnız yaşamalı Ihhu kimsenin bi önemi yok ki şuan aklıma gelen beş tane isimden hiçbiri bunu yapmak istemez ben de onlara bunu anlatmak istiyprum çünkü anlamasınlar anlamazlar bu mu bu odanın içinden ibaret misin bu oda senin gerçek benliğin mi duvarlara yapıştırdığın posterler çizdiğin absürt akrilikler daha yeltenemediğin seramik suluboya var bi kaç tane fotoğraflar çektiklerin aldıkların astıkların örtüler bezler asla sürmeyi beceremediğin kaymayı beceremediğin kaykayın bin tane gözlüğün su şişesi tütsüler ve bitkileerr onları burda hapsediyorum üh üh ühü hhğğ....onları burda hapsediyorummmm ıığğshhhh...bonsainin japonyada olması gerek ve kimse birbirini sevmiyohohohooo....ğğğ... ıııığğğhhtmm.... tieeh.. lıkkmm.. beş dakka bile dayanamadım sevmiyorum artık onlarla oturmayı daa huooh bazen çok seviyorum ama sonra sevmiyorumm hethhh.... lmmumm.. aaauuhihh.. burda ollmamam gerek!!ir burda olmamam gerekir hayatında verdiğin fedalar geri dönüşümsüz değilse seni kurtarabilir seni özgürleştirebilir nolursun allahım lüttfeen ıııhtth.. biraz daha biraz daha biraz daha kabul et dualarımııı birkaç duam daha kaldıhhhkmmf ğğğğııııfffmm herkesten her şeyden izole olmalıyız ama ben doktor olucaahahahağğğm... fotoğraf çekmeyi bilmiyorum wet on wet tekniğini hiççç bilmiyorum seramiği kesin yüzüme bulaştırıcam birazdan başlicam birazdan çok az kaldı bu ağacın üzerinde farklı bi yapraktan dal çıktı sukulentim bile ölüp duruyo diğerleri hiçç büyümüyo sanki bunları büyümesin diye yapıyolar süslü satış pazarlarının günlerinin içine koyuyolar saklı bahçe fancy succulent pehh püüffğh kocaman kocaman saksının içiüne diktim hala büyümüuuo!! huohh.. ben çok bıktım auhhh uh aldığım kaseden ses çıkaramıyorum adam çokkkk güzel ses çıkarmıştı çoOO GGGÜzEel çok iiiiii buurrfğğppp ohh hhiiaaahhuhhp lıkmmmrrmm lukm huıaahh ıhım.. NNihhhheeHH!! ikinizle tanışmadan önceki halinizle tanışmak isterdimm ikiniz de birbirinizi MAAHfetmişsiniz MAAHfetmişsssiiiniğiğiiizz aaahıııhh benim adetim yakın heralde aah.. haa mesela çay içmek istiyorum ama bu gözlerle aşağı inemem inememm huuoohh hiç kitap okumuyorum fleabag izliyorum o da ağzıma sıçtı şuan ağlamamın nedeni o belki de hhojjJMl olsun olssuuuğğğuuunnn. oooolsuuuun... daha fazla ağlamam gerek^^^^^^^:3
şuan aklıma ilk arayacağım kişiyi aramak istemiyorum çünkü kimse beni ağlarken dinlemek isteyecek kadar sevmiyor kimse dramama da ortak olmak istemiyor dramama ortak olacak tek insan var tek insan var o da uyuyo şuan onu da bunun için uyandırmam ki çok yoruluyorum bu düzeni korumak zor. değil. ben sadece eşya. belki kalbim burda değil belki burda olmamam gerekiyor istemiyorum ben daha fazla yıpranmak istemiyorum uzaktan görünce daha çok sevebilirsin özlersin belki içinde yaşamak çok zor onlar da birbiriyle yaşamamalııı 5 tane ayrı evimiz olmalı hıhAhh insanlar yalnız kalmalı bak şuan ne kadar mantıklı düşünüoyorum insanlar yalnız yaşamalı Ihhu kimsenin bi önemi yok ki şuan aklıma gelen beş tane isimden hiçbiri bunu yapmak istemez ben de onlara bunu anlatmak istiyprum çünkü anlamasınlar anlamazlar bu mu bu odanın içinden ibaret misin bu oda senin gerçek benliğin mi duvarlara yapıştırdığın posterler çizdiğin absürt akrilikler daha yeltenemediğin seramik suluboya var bi kaç tane fotoğraflar çektiklerin aldıkların astıkların örtüler bezler asla sürmeyi beceremediğin kaymayı beceremediğin kaykayın bin tane gözlüğün su şişesi tütsüler ve bitkileerr onları burda hapsediyorum üh üh ühü hhğğ....onları burda hapsediyorummmm ıığğshhhh...bonsainin japonyada olması gerek ve kimse birbirini sevmiyohohohooo....ğğğ... ıııığğğhhtmm.... tieeh.. lıkkmm.. beş dakka bile dayanamadım sevmiyorum artık onlarla oturmayı daa huooh bazen çok seviyorum ama sonra sevmiyorumm hethhh.... lmmumm.. aaauuhihh.. burda ollmamam gerek!!ir burda olmamam gerekir hayatında verdiğin fedalar geri dönüşümsüz değilse seni kurtarabilir seni özgürleştirebilir nolursun allahım lüttfeen ıııhtth.. biraz daha biraz daha biraz daha kabul et dualarımııı birkaç duam daha kaldıhhhkmmf ğğğğııııfffmm herkesten her şeyden izole olmalıyız ama ben doktor olucaahahahağğğm... fotoğraf çekmeyi bilmiyorum wet on wet tekniğini hiççç bilmiyorum seramiği kesin yüzüme bulaştırıcam birazdan başlicam birazdan çok az kaldı bu ağacın üzerinde farklı bi yapraktan dal çıktı sukulentim bile ölüp duruyo diğerleri hiçç büyümüyo sanki bunları büyümesin diye yapıyolar süslü satış pazarlarının günlerinin içine koyuyolar saklı bahçe fancy succulent pehh püüffğh kocaman kocaman saksının içiüne diktim hala büyümüuuo!! huohh.. ben çok bıktım auhhh uh aldığım kaseden ses çıkaramıyorum adam çokkkk güzel ses çıkarmıştı çoOO GGGÜzEel çok iiiiii buurrfğğppp ohh hhiiaaahhuhhp lıkmmmrrmm lukm huıaahh ıhım.. NNihhhheeHH!! ikinizle tanışmadan önceki halinizle tanışmak isterdimm ikiniz de birbirinizi MAAHfetmişsiniz MAAHfetmişsssiiiniğiğiiizz aaahıııhh benim adetim yakın heralde aah.. haa mesela çay içmek istiyorum ama bu gözlerle aşağı inemem inememm huuoohh hiç kitap okumuyorum fleabag izliyorum o da ağzıma sıçtı şuan ağlamamın nedeni o belki de hhojjJMl olsun olssuuuğğğuuunnn. oooolsuuuun... daha fazla ağlamam gerek^^^^^^^:3
6 Ekim 2019 Pazar
2067de ben varım görürsün 3019_?
kendi haliyle baya tatmin insanları paranoyasına sürüklerken de çok tatmin olduğu anlar olduğuna eminim. egzemalar nörolojik//can u stop it______//yes.
stresliyim diyorsan kaşşşşı
birilerine aşık olmam gerek.66 acilen.
çok fazla önceden elimi atmadığım sanat zamazingosuna başlayacağım zaman buldukça, zaman arakladıkça. boğaziçi veya koç değil abi dümdüz ufuk öğrenci başına dşüen kitap sayısı:3 sanmam ama.
art blog kafaya taktık. instagramda kimse seni sallamayacak saçma sapan çiziklerin kimsenin umrunda değil ama yine de ego mastürbasyonu istiyorsun demek? oolur git adobe ps öğren hahahhahahaa..........carousel. yap. tamam.
hawalar sousun artık change.org
fotoğraflarım ve resimlerim ve ben tahtaya çivilediklerim. seramik ama turnetsiz ellen şekillendirmeli. hahahhahahaa
stresliyim diyorsan kaşşşşı
birilerine aşık olmam gerek.66 acilen.
çok fazla önceden elimi atmadığım sanat zamazingosuna başlayacağım zaman buldukça, zaman arakladıkça. boğaziçi veya koç değil abi dümdüz ufuk öğrenci başına dşüen kitap sayısı:3 sanmam ama.
art blog kafaya taktık. instagramda kimse seni sallamayacak saçma sapan çiziklerin kimsenin umrunda değil ama yine de ego mastürbasyonu istiyorsun demek? oolur git adobe ps öğren hahahhahahaa..........carousel. yap. tamam.
hawalar sousun artık change.org
fotoğraflarım ve resimlerim ve ben tahtaya çivilediklerim. seramik ama turnetsiz ellen şekillendirmeli. hahahhahahaa
12 Eylül 2019 Perşembe
mcleod ganj//dalai lama temple
IT'S MY FRIEND RICKY. (HE DESERVES A LITTLE EXPLANATION) SHOUT OUT TO HIM AND HIS BEAUTIFUL ART AND PIPES. HE'S THE NICEST STONER I'VE EVER MET. LUV HIM.
IT'S JUST A STREET PHOTO IN INDIA. IT ALWAYS WAS, IS AND WILL.
BEKLE ÇÜRÜ ÖL YA DA TAM TERSİ LÜTFEN
her zaman namaz kılartken aklım başka yerde olur tamam hadi çoğu zaman ve bunun çok rezil bir şey olduğunu düşünürüm yine namaz kılarken, böyle olmamalı diye düşünmekten bu sefer yine kaçırırım namazı. çevreme bakıyorum mescitte camide diğer insanlar da benim gibi onlar da çok iyi değil, hızlı yarım yamalak kılıyorlar ve eminim çoğu benim gibi içine dert edip böyle olmamalıyım ama allah benim namazımı kabul etsin diye umuyorlar.
this is what life is all about, her zaman olmamalı olana bakıyoruz, biliyoruz içten içe olmamalı ama bu şekilde devam ediyoruz. kunutları bir kere bile muazzam okuyamadım ama aynı zamanda bir kere bile muazzam dinleyemedim tıp derslerini.
so here's the deal open your eyes, your life is a lie demeyeceğim seni mgmt fanı, back off, olay şu, olmalı diye düşündüğüm şeyin otoritesini bir kenara bırakıp yaptığımı övmeliyim bir kere de olsa, yaptığım iyi olmasa da övmeliyim ki onu tüketeyim. onu baştan programlayayım. iyiyim ya çabaladım. at least u tried ödülü ayın çalışanı amorti bileti yine bekleriz gibi.
yine beklenmek için bir kere de olsa o işi içine sindir.
mesela aylardır denizle ayrılmam hakkında bir yazı yazmak istiyorum. bu süreç vs. artiste şaire her zaman malzemedir ayrılık, yazmadım. hindistandan döndüğümden beri fotoğraflı bir yazı dizisi yapmak istiyorum. tam da buraya ha. yapmadım, gezgin değilsek de armut muyuz değiliz. dergilere kadın hakları içerikli yazılar göndermek istiyorum, tamam dünyanın en iyi feministi değilim ama işte.
yıllarca defterlerimdeki resimleri gizledim. kimseye göstermedim (bunu biraz kırıyorum şimdilerde) neden yapmadım bunları, çünkü yetersiz hissettim. zamanı, kendimi, kabiliyetimi, içeriği yetersiz buldum.
ama değillerdi, ya da bilemezdim ah hedo sen onları hiç üretmedin,
belki harika olurdu?
neden yapmadım çünkü olması gerekeni kovaladım. olması gerekeni hiçbi zmana yapamazsın bize uygun değil olması gereken olması gereken bir ideal evren,,, olması gereken imkansıza yakıni olması gereken altın orandı, sen o kadar mükemmel değilsin, namaz kılarken dua ettiğin o kadar mükemmel
kimle yarıştığını sanıyorsun kimle kıyaslıyorsun
olması gereken olmayacak
senin elidnekiler var, hep onlar olacak
elindeki domates ve tuz ile tuzlu domatesler dilimleri yapabilirsin menemen değil
çok şeye ihitaycın varsa kovala onu, eline hiçbir şey geçecek, durgunluk, düşüncede kalan, fikir olup sönümlenen bir hiçbir şey...................................çok beklersin
AMA SÖYLÜYORUM İŞTE BEKLEME
SEN NE KADAR SÜSLESEN YA DA BOMBOŞ VERSEN DE O FOTO BİR SOKAK FOTOSU HİNDİSTANDA BU HEP AYNI. DEĞİŞMEYECEK. SÜSLEMEDEN VER YA DA YAPABİLİYORSAN SÜSLE. AMA BİR KRİTER YOK BURADA. KİMSE SENDEN OLMASI GEREKENİ BEKLEMİYOR
SENSİN OLMASI GEREKENİN KRİTERİ. KAFANIN İÇİNDEKİ ELMA AĞACI. AĞAÇTAYKEN ÇÜRÜTME ONLARI. YE. YEDİR. SUN. KUTSAL DA DEĞİL. ELMA SADECE ONLAR. VER İNSANLARA. BYE.
this is what life is all about, her zaman olmamalı olana bakıyoruz, biliyoruz içten içe olmamalı ama bu şekilde devam ediyoruz. kunutları bir kere bile muazzam okuyamadım ama aynı zamanda bir kere bile muazzam dinleyemedim tıp derslerini.
so here's the deal open your eyes, your life is a lie demeyeceğim seni mgmt fanı, back off, olay şu, olmalı diye düşündüğüm şeyin otoritesini bir kenara bırakıp yaptığımı övmeliyim bir kere de olsa, yaptığım iyi olmasa da övmeliyim ki onu tüketeyim. onu baştan programlayayım. iyiyim ya çabaladım. at least u tried ödülü ayın çalışanı amorti bileti yine bekleriz gibi.
yine beklenmek için bir kere de olsa o işi içine sindir.
mesela aylardır denizle ayrılmam hakkında bir yazı yazmak istiyorum. bu süreç vs. artiste şaire her zaman malzemedir ayrılık, yazmadım. hindistandan döndüğümden beri fotoğraflı bir yazı dizisi yapmak istiyorum. tam da buraya ha. yapmadım, gezgin değilsek de armut muyuz değiliz. dergilere kadın hakları içerikli yazılar göndermek istiyorum, tamam dünyanın en iyi feministi değilim ama işte.
yıllarca defterlerimdeki resimleri gizledim. kimseye göstermedim (bunu biraz kırıyorum şimdilerde) neden yapmadım bunları, çünkü yetersiz hissettim. zamanı, kendimi, kabiliyetimi, içeriği yetersiz buldum.
ama değillerdi, ya da bilemezdim ah hedo sen onları hiç üretmedin,
belki harika olurdu?
neden yapmadım çünkü olması gerekeni kovaladım. olması gerekeni hiçbi zmana yapamazsın bize uygun değil olması gereken olması gereken bir ideal evren,,, olması gereken imkansıza yakıni olması gereken altın orandı, sen o kadar mükemmel değilsin, namaz kılarken dua ettiğin o kadar mükemmel
kimle yarıştığını sanıyorsun kimle kıyaslıyorsun
olması gereken olmayacak
senin elidnekiler var, hep onlar olacak
elindeki domates ve tuz ile tuzlu domatesler dilimleri yapabilirsin menemen değil
çok şeye ihitaycın varsa kovala onu, eline hiçbir şey geçecek, durgunluk, düşüncede kalan, fikir olup sönümlenen bir hiçbir şey...................................çok beklersin
AMA SÖYLÜYORUM İŞTE BEKLEME
SEN NE KADAR SÜSLESEN YA DA BOMBOŞ VERSEN DE O FOTO BİR SOKAK FOTOSU HİNDİSTANDA BU HEP AYNI. DEĞİŞMEYECEK. SÜSLEMEDEN VER YA DA YAPABİLİYORSAN SÜSLE. AMA BİR KRİTER YOK BURADA. KİMSE SENDEN OLMASI GEREKENİ BEKLEMİYOR
SENSİN OLMASI GEREKENİN KRİTERİ. KAFANIN İÇİNDEKİ ELMA AĞACI. AĞAÇTAYKEN ÇÜRÜTME ONLARI. YE. YEDİR. SUN. KUTSAL DA DEĞİL. ELMA SADECE ONLAR. VER İNSANLARA. BYE.
25 Nisan 2019 Perşembe
dahası var da yeter şimdi
22/4 04:45am
icinde sen olan vedalari sevemedim
icinde sen olan vedalari sevemedim
atkimda kokun gizli, bitmesin diye hepsini koklamadim
turuncu simli kaleminle defterime yazdigin yazi
mor tisortumun genisleyen kollari
cheetos ve tuzlu kaju
have a nice day
beni ceken tarot desten
ve benim olmasi destenin
havas onundeki kara kedi
sahildeki guzel fizikli kara kedi
nihal atakas cami
belediye kermesi
kagit bes liranin yipranmisligi
bozuk beş lira üstünün beş liradan fazla olması
bana hediye aldigin kaktus! yerel lezzetli bim pudingi! çökelekli gözleme!
yogurtlu tantunicinin sozunu tutup aci biber gondermesi
ve benim tam puanlamam seninle verdigim ilk siparis diye
my neighbour totoro, senin dort seferde bitirebilmis olman
sonra gaziantep aslinda once tabi...
atomcu!
atom! unesco! erol gulerçe! atom! haketmiyorum atomu! fistik takiliyor atom pipetinin ucuna! atom! atomcu!
imam cagdas
gezegen evi
girdapli tunel
vahide annenin fizigi sikici anlatmasi
panoramik uzay belgeseli
karinca yuvasi 1,,,2,,,
tunnel kahvaltisi cok dandik abi
karinca iki de birin aynisidir
bufeden camel soft aliyorum sana
bir de kupe buluyorum altili, 3,75’e
masal parki
ozel egitim ne demek?
timurun laleleri
lalelere oturan cocuk!
metrekareye dusen gelin fotograf cekimi sayisi
salim bey ve nezaket hanim
kara kasli kizlari ismini unuttum
abdesthanede beni kistiran cingene teyze
durakta battaniyeye sarili evsiz gibi cay icmen
zekeriya katmere bir turlu gidemememiz
en sonunda kapanmasi
sonra metanet katmerin imdadimiza yetismesi
fanta icmemiz yaninda, ikimiz de uzun zamandir icmememisiz
metanet katmer beyin kendi genclik fotografinin onune oglunun ayni pozunu sikistirmasi
onbir kere onunden ve ustunden gectigimiz kopru
otobuste kimsenin bize kart basmamasi
basan adamin bakiyesinin bitmesi ve yanlis otobuse binmesi
ve suan benim ucak penceresinden kafami cikarip minik gözyaşımla bunu yazmam
atkima sarilarak koklayarak seni ne kadar koklasam azdi
simdi bitirmiyorum kokunu
eve gidince mor tisort var daha oh yasadik
ve suan benim ucak penceresinden kafami cikarip minik gözyaşımla bunu yazmam
atkima sarilarak koklayarak seni ne kadar koklasam azdi
simdi bitirmiyorum kokunu
eve gidince mor tisort var daha oh yasadik
30 Mart 2019 Cumartesi
içinde ben yokum
korku kafamızda kurduğumuz bir şey, hayal gibi. bir dış uyaran olmadığı sürece tamamen hayal diyebiliriz. rüya belki de, uyanamadığım, uğruna adaklar adanan, sevgiliyi hatırlatan ama o sevgili kendi dünyasında temizleme ritüelleri ve birtakım içe dönüş meditasyonlarıyla meşgul, sen dikkat dağıtan bir ögesin, yani öyleymişsin bugün öğrendin.
korkuyu bu şekilde bi kalıba soktuğumda hafifliyor hayal kurmadığım süre zarfında, sonra anlık, anlıktan biraz uzun, ne kadar hayal kurmaya devam edersem tekrar ağırlaşıyor. ativanım da bitti.
*bulup kulp mulp
ne kadar bekleyeceksin gerçekleştirmek için............../kendini, kedini, uğruna adakları, rüyaları, uyanmayı, halletmeyi, yerine koymayı, değiştirmeyi, değiştirmemeyi, süzgeçi, içinde balıkları, sahip olduğunu sandığın benliğini, her gün giydiğin ceketi, koltukaltı sararan tişörtü, yediğin portakal kabuklarını, ara öğünü, içlerinde enerjiyi, enerjisini verdiği yerçekimi, edip canseveri, plastikpalmiye ağacını hani üstgeçitte ortalıktan topladığı çok belli olan seyyar satıcı amcadan karşılığında 2 liraya aldığın birkaç oyuncak parçasından biri olan plastik yeşil nerdeyse iki boyutlu palmiye ağacını, koşuşturmayı, tırnak kenarı etlerini yemeyi, sırtını kaşımaya çalışmayı, ne zaman, kararmış dilim elmaları, plASTİK şişeden suyunu içmeyi, ne zaman gerçekleştireceksin, uyumayı, uçağa yetişmeyi, destek olmayı, destek olamamayı, üzülmeyi, ne zaman, 2 saniye farkla bir itfaiye aracının altında kalırsan_ya da polis kurşununa denk gelirse çelimsiz iman tahtan_
peki ne kadar daha bekleyeceksin, kaybetmemeyi göze almak için saklanmayı, kaybetmemek için nöronlarını, kaybetmeyi nöronlarını,
die immer lacht, ne demek? şuan çalan şarkının adı bu. bıktım bile bu şarkıdan. bir kereye mahsus
rüyamda bir paket ativan vardı pazar çantamın içinde, bilmiyordum doktorun verdiğini, ilk çantama baktığımda yoktu iki paket başka ilacın yanında, sonra tekrar bakıyorum ve oh doktor ativan vermiş deyip rahatlıyorum. bir psikayraiste gidip bir kulp bulup almam lazım ativan, minik kalbimi sedasyon için, o kadar da minik değil snaırım gün geçtikçe
kulp mulp bulup*
diyecek bir şeyim yok kafamdaki senaryoları haklı çıkarmak için, umarım hep yanılır anksiyetelerim, bacaksız anksiyeteler sizi, hiç olmadığı kadar yanılırsınız umarım ve tekrardan tek derdim iki kilo almış olmak ya da farmako sınavında bilmediğim ilaç isimleri görmüş olmak olur, tekrar tekrar teker teker söke söke işte o en son doğum günüme dönüp aynısını yaşarım, hediye olarak hediyeye, anlamlıi unutulmaz, hep orada,
∾∰∰∢
defterlerim kalbime açılan en derin ve en gerçek şeylerdi, 3 tanesi sevgilide, okudu mu bakıyor mu kolajlara, bilmem. ben onun bana verdiği defteri tek gecede okudum, bu kadar hızlı okumak istemezdim ama defteri hala bitirmediği için geri istedi, ben istemedim bir tanesi hariç hepsi bitmişti. bahramji maneesh'e ne demiştir acaba en son, yoksa bir arkadaşlığı ilerletmemiş midir bir dutch ile bir hindistan esintili iranlı? ne güzeldir farklılıktan açan güller, gelincikler, biz neden aksıyoruz sevgilim, neden yoruluyor yürürken bacaklarımız, neden dokunamıyorum kalbinin en ince teline_en hassas, oysa ben göğüs kafesime derinden bir çizik çekip sunmaya hazırım ruhunun seviyesinde bir yere; işte bunu istemezsin bilirim, biliyorum bir şekilde. hem söyledin hem daha çok çok şeyi söylemedin, ama söylemiyorsun, ben de söylemiyorum. sanki iki kralız satranç masası önünde, bir sonraki hamlesine tam karar veremeyen, ne yapsa ne dese ne sonuçlar doğuracağını kestiremeyen, özür dilerim senin yerine de konuştum, benim belki de ne sonuçlar doğuracağını bilemeyen, sen ise, sen sadece konuşmak istemiyorsun öylesine, benim her şeyi bu kadar paranoyaya sürükleyen.
korkuyu bu şekilde bi kalıba soktuğumda hafifliyor hayal kurmadığım süre zarfında, sonra anlık, anlıktan biraz uzun, ne kadar hayal kurmaya devam edersem tekrar ağırlaşıyor. ativanım da bitti.
*bulup kulp mulp
ne kadar bekleyeceksin gerçekleştirmek için............../kendini, kedini, uğruna adakları, rüyaları, uyanmayı, halletmeyi, yerine koymayı, değiştirmeyi, değiştirmemeyi, süzgeçi, içinde balıkları, sahip olduğunu sandığın benliğini, her gün giydiğin ceketi, koltukaltı sararan tişörtü, yediğin portakal kabuklarını, ara öğünü, içlerinde enerjiyi, enerjisini verdiği yerçekimi, edip canseveri, plastikpalmiye ağacını hani üstgeçitte ortalıktan topladığı çok belli olan seyyar satıcı amcadan karşılığında 2 liraya aldığın birkaç oyuncak parçasından biri olan plastik yeşil nerdeyse iki boyutlu palmiye ağacını, koşuşturmayı, tırnak kenarı etlerini yemeyi, sırtını kaşımaya çalışmayı, ne zaman, kararmış dilim elmaları, plASTİK şişeden suyunu içmeyi, ne zaman gerçekleştireceksin, uyumayı, uçağa yetişmeyi, destek olmayı, destek olamamayı, üzülmeyi, ne zaman, 2 saniye farkla bir itfaiye aracının altında kalırsan_ya da polis kurşununa denk gelirse çelimsiz iman tahtan_
peki ne kadar daha bekleyeceksin, kaybetmemeyi göze almak için saklanmayı, kaybetmemek için nöronlarını, kaybetmeyi nöronlarını,
die immer lacht, ne demek? şuan çalan şarkının adı bu. bıktım bile bu şarkıdan. bir kereye mahsus
rüyamda bir paket ativan vardı pazar çantamın içinde, bilmiyordum doktorun verdiğini, ilk çantama baktığımda yoktu iki paket başka ilacın yanında, sonra tekrar bakıyorum ve oh doktor ativan vermiş deyip rahatlıyorum. bir psikayraiste gidip bir kulp bulup almam lazım ativan, minik kalbimi sedasyon için, o kadar da minik değil snaırım gün geçtikçe
kulp mulp bulup*
diyecek bir şeyim yok kafamdaki senaryoları haklı çıkarmak için, umarım hep yanılır anksiyetelerim, bacaksız anksiyeteler sizi, hiç olmadığı kadar yanılırsınız umarım ve tekrardan tek derdim iki kilo almış olmak ya da farmako sınavında bilmediğim ilaç isimleri görmüş olmak olur, tekrar tekrar teker teker söke söke işte o en son doğum günüme dönüp aynısını yaşarım, hediye olarak hediyeye, anlamlıi unutulmaz, hep orada,
∾∰∰∢
defterlerim kalbime açılan en derin ve en gerçek şeylerdi, 3 tanesi sevgilide, okudu mu bakıyor mu kolajlara, bilmem. ben onun bana verdiği defteri tek gecede okudum, bu kadar hızlı okumak istemezdim ama defteri hala bitirmediği için geri istedi, ben istemedim bir tanesi hariç hepsi bitmişti. bahramji maneesh'e ne demiştir acaba en son, yoksa bir arkadaşlığı ilerletmemiş midir bir dutch ile bir hindistan esintili iranlı? ne güzeldir farklılıktan açan güller, gelincikler, biz neden aksıyoruz sevgilim, neden yoruluyor yürürken bacaklarımız, neden dokunamıyorum kalbinin en ince teline_en hassas, oysa ben göğüs kafesime derinden bir çizik çekip sunmaya hazırım ruhunun seviyesinde bir yere; işte bunu istemezsin bilirim, biliyorum bir şekilde. hem söyledin hem daha çok çok şeyi söylemedin, ama söylemiyorsun, ben de söylemiyorum. sanki iki kralız satranç masası önünde, bir sonraki hamlesine tam karar veremeyen, ne yapsa ne dese ne sonuçlar doğuracağını kestiremeyen, özür dilerim senin yerine de konuştum, benim belki de ne sonuçlar doğuracağını bilemeyen, sen ise, sen sadece konuşmak istemiyorsun öylesine, benim her şeyi bu kadar paranoyaya sürükleyen.
2 Mart 2019 Cumartesi
!!!!!!!!!!!me time!
long time no see farkındayım güzellikler. en güzel benim çünkü en çok ben okuyorum hehe! balıklama atlayış yapalım.
its been sOOooOOO not so lOOOONg since i found mei biggest love, lover, kuşçorbası sevgilim. iki ay filan oldu. 6'sında olacak. benim standartlarımda çok uzun bir süre ve bundan sonra talip olduğumuz eşy ömrümüzün geri kalanı. can u imagINE. mevo diyo ki "hedo seni zibidilikten kurtardık." çok doğru. doğru olduğunu hissettiğin insanı bulunca çok doğru ve olması gereken. bu sözleri yazmak beni korkutmuyor aa çok dersen büyüsü kaçar filan. bizim büyümüz başka. koca yapraklı bitki saksısında.
denizimi çok seviyorum! ilk günden beri söylerim ki bunun üstünden iki ay değil 70 küsür hafta geçmiş. diyor ki bir çıngırtısında öyle keyfi geldiğinde, "allahla aram kötü zannettim ama dualarım yine sendin/bana küsmüş kızmış zannettim ama sen yine geldin" çünkü gittik bir kere birbirimizden en çok da o benden. 70 küsür hafta önce. sonra içimde bir yerlerde yeşertmişim onu, varmış hep pencere önü çiçei gibi. sula beni dedi uzun bir susuzluktan sonra, verdim bütün yaşam suyumu düşünmedim ki çiçeimmiş o hep benim.
neyse,,,,,,,,,,,,,,,,,şimdi birlikten güç doğuruyoruz. hatay ankara seferleriyle. temmuzdan sonra o ankara ben hindistan, güzel zamanlama.........bari ben temmuzda gitsem o yokken. ağustos bize kalsa di mi.....yok.......................karmam armağanım lanetim ve kaderim biliyosun.
seferlerin kısa süreliliği küçük kalbimi mini çakallıklara alet edince yine suçlu benim. yanımda yokken yanımda, ben yine mutlu olmuyorum varlıkların çarpışmasına, burda suçlu aranmaz diyorsa da denizim, ben kendimi suçlarım doyuramadığım amigdalam için.
hem sonra me time'ına saygısızdım, meditasyonu, kendi içine döndüğü, mutluluğu bulduğu başka bir form olarak nitelendirdiği zaman dilimi, benim de adına böyle demesem de me time'ım var elbet, ama bilemedim birkaç kere darladım, hep bu hasret kokan kısıtlı zamanlardan dolayı, bitsin istemediğim birkaç duyu organıyla kurduğumuz iletişim, ama artık daha hassasım, onu bırakıyorum kendi içine ben de gidiyorum en sevdiğim kendi içime. öyyyle de güzel böyyyyle degüzeliz.
bu yüzden me time fun time,,,,,,,artık.
--------------------defterlerimi taramaya başladım bunu toplu biçimde bir fotokopiciye yaptırmayı düşünüyordum önceden ama bu scanner appleri iyiymiş baya önyargılıydım safkoloz gibi. işte bikaç hedo ağacı blog özel:
23 Şubat 2019 Cumartesi
in my place. bayat roll heyecanı
bu roll'un en pskedelik fotoğrafı bu oldu. yanık yeşiller ve dali. güzel |
denizzimo irexumi with my gloves and nişanemiz yüzüğümüz |
dobby stencilini kapatmış :ı ve güzeş burgreking virali |
bu bina otobüsle geçerken hep dikkatimi çekiyodu. üstünde silinmiş efes pilsen reklamı var dikkatli bakılırsa görülebilri |
aşti buraya bakarlar klasiği ama yine 50mm lensime güvenmediğim için çok uzağa gitmişim ve silik suluk anlaşılmaz pointless bir foto olmaya yüz tutmuş canım denizime rağmen |
26 Ocak 2019 Cumartesi
içimdeki gül cesetleri bile dirilir o zaman*
geveze biri olsam çıksam
birbiri ardına sıraladığım
düşünmeden sıraladığım cümlelerim olsa
o zaman dirilir içimdeki gül cesetleri bile
dirilir o zaman*
gelsem
huzur ninemin koltuğuna atıp kendimi
battaniyeden okyanuslar düşlediğim o soğuk kışa
uykumdan uyanıp da pencereden gördüğüm ağacın dalı
hala ordaydı
geçen gün bakmıştım
nasıl da büyülenmiştim o kadar karı düşürmeden tutmasına
incecik dal demiştim
incecik dal
uykudan uyanmıştım da
balkonda birikmiş karları tepsiye doldurup kardan bebek yaptığım o soğuk kışa
tepside eriyen bebeğe bakakaldığım o soğuk kışa
yemek yaparken ninem
bir daha öyle huzur kokmayacağını bilmezdim evin ya o kış
sonradan fark etmiştim her şeyin sonunu
en son dışarda oynadığım gün bunu hissetmiş miydim acaba
kardan bebeklere veda eder gibi veda ettiğim aşklarım oldu sonra
aşklarımı sahiplenişim oldu
öksüz bırakıldılar diye onları suçladım hep
insan kendini dünyanın merkezinde sanmasa ölür mü acaba dedim
o sıralar çok şey dedim
avucumu açık tutmayı sonradan öğrendim ya hep
gerçek sevginin asiliğini
asilliğini
hala öğreniyorum aslında
çoğu şeyi
bazı şeyleri
sonradandı
evrenin amacını tartışırken babamla
dengeler beni büyülemişti
her şeyin dengesi diye açıklardım
hiçbir şeyin dengesizliği gibi kelime oyunları yaparak
o beni hep dinlerdi
çok güzel dinlerdi
şimdiyse hatalı bir insan gözümde babam
insan bilerek mi hata yapar
sana çok mu yükleniyorum
sonradandı daha da sonradandı
bugündü belki
hayatta risk almalı demiştim kendime
gitmeli uzaklara ne olabilir ki en kötü diye düşünen insan grubuna girdim
en kötü koşarım yolumu bulmak için
cebecide koşmak içimden gelmiyor çünkü
en kötü çok uzaklara koşarım
ihtimallerini çoğaltmalı insan diyor annem
ve inanıyor ki mutlaka yaratmalı bir şeyler
her insan yani
içindeki boşluğu böyle doldurmaya uğraşmalıdır
neyle doldurayım anne dediğimde
ara bul der
arıyorum
buluyorum
ihtimallerimi çoğaltıyorum
hayatta bir yer edinmek ve bu yere ait olmak ne zor allahım diyorum
allahım lı cümleleri seviyorum bazen diyorum
sığınıyorum bazen hatta
yağmurdan sığınır gibi değil
yağmurda yürürken sığınıyorum sevgiye
sevdiğime
huzurlu evimize sığınıyorum
minnettarım diyorum
ben pek çok zamandır yalnızlığıma sığınmıyorum
kendimle geçireceğim zamanı youtube a armağan ediyorum
ya da al diyorum
al ruhumu
ver ruhunu
oyala içimdeki boşluğu
netflixle olan sömürümüzü kestim neyseki
sevr antlaşması
kendini sev falan değil kısaltması
vaktimi geri ver antlaşması
vaktimi geçirdiğime pişman olduğum bir şey olmasın hayatımda antlaşması
kaşlarımı almakla da imzalamalıyım aynısını
güzelleştim yanılsaması
kaşlarım
çıkın istediğiniz gibi barış anlaşması
elimde ayna ama dünya da umrumda anlaşması
canlıları seviyorum
küçüklüğümden beri
kelebeği gözlerimle okşardım
şimdi bir öküzü de öyle yapmak istiyorum
ben senin bildiğin insanlardan hiç değilim demek istiyorum
ben seni yemek değil dost görüyorum demek istiyorum
bu vejetaryen feminist esintilerimi ninem hissetmiyor diye üzülmekten vazgeçmeliyim
soluksuz anlattığım şeyler var farkındalık hakkında
üstten bakarak anlatıyorum böyle şeyleri
bunu değiştirmeliyim
hissetmiyor benim gibi
ben zaten ete düşkün değilim diyor
anlamasa da beni kırmaz ninem
kimseyi kırmaz
en çok çocuklarını torunlarını düşünür
bunu da eleştirmek için çok yaşlı diyorum kendime
öyle seviyorum onu
21 Ocak 2019 Pazartesi
kakule ve birtakım şeyler
soundcloud'da ismet özel şiirlerine yapılan beatleri dinliyoruz
betül sufle yapıyor
mutfakta oturup bir şeyler yapıyor gibi yapıyoruz görevlerimiz olan
yazamıyorum bi türlü şu dergi yazısını
cümleleri birleştiremiyorum birine seslenerek yazarken
cümle kurmayı sevmem zaten yarım kalsın daha iyi
fORCE fEEDing is nOT lEGAL
edebi bir kişilik olamadım bari makale analizi yapayım dedim
edebi ebedi ihtiyar
içimden şu zalim şüpheyi kaldır ismet
şüpheler şüphesi
gammazlıyorlar seni
kivili yeşilçay yaptım bir de
üç bardak içtik kocaman
abartmayı severim bilirsin
senin hakkında tek satır yazmadığım doğru değil
daha ilk açık kalp mektubu türkiyenin
bu blogdan çıkmadı mı
daha söylenmeyen çok şey var
söylenene kıyasla
bu bir şşiir değil
sen de istemezsin şiir olmasını
o gülleri de kuruttuk çünkü
kapıya bıraktığımız
snein bana verdiğin bordo gül kurusu duruyor hala
teraryumumda kurumayan diğer bitkilerle
betül dedi ki buharda pişiyor bu sufleler
şuna bak
bayılır sufle yapmaya,
şimdi zorla ederlezi şarkısını açtırdı betül
seviyorum ben de gerçi ama başka şey dinliyordum
o yğzden zorla
kakuleye gittim geçen
tek kişilik masaya oturdum iki kişilikmiş gibi duran
köpeği sevdim
seni sevdim
seni sevdiğimi düşündüm köpeği severken
düzelt beni bütün kahvelere kakule mi koyuyorlar
soğuyunca ekşiyen kahveleri sevemem bir türlü
şeyma kesin çok sever evde kakuleli yapıyo kahveleri
betül sufle yapıyor
mutfakta oturup bir şeyler yapıyor gibi yapıyoruz görevlerimiz olan
yazamıyorum bi türlü şu dergi yazısını
cümleleri birleştiremiyorum birine seslenerek yazarken
cümle kurmayı sevmem zaten yarım kalsın daha iyi
fORCE fEEDing is nOT lEGAL
edebi bir kişilik olamadım bari makale analizi yapayım dedim
edebi ebedi ihtiyar
içimden şu zalim şüpheyi kaldır ismet
şüpheler şüphesi
gammazlıyorlar seni
kivili yeşilçay yaptım bir de
üç bardak içtik kocaman
abartmayı severim bilirsin
senin hakkında tek satır yazmadığım doğru değil
daha ilk açık kalp mektubu türkiyenin
bu blogdan çıkmadı mı
daha söylenmeyen çok şey var
söylenene kıyasla
bu bir şşiir değil
sen de istemezsin şiir olmasını
o gülleri de kuruttuk çünkü
kapıya bıraktığımız
snein bana verdiğin bordo gül kurusu duruyor hala
teraryumumda kurumayan diğer bitkilerle
betül dedi ki buharda pişiyor bu sufleler
şuna bak
bayılır sufle yapmaya,
şimdi zorla ederlezi şarkısını açtırdı betül
seviyorum ben de gerçi ama başka şey dinliyordum
o yğzden zorla
kakuleye gittim geçen
tek kişilik masaya oturdum iki kişilikmiş gibi duran
köpeği sevdim
seni sevdim
seni sevdiğimi düşündüm köpeği severken
düzelt beni bütün kahvelere kakule mi koyuyorlar
soğuyunca ekşiyen kahveleri sevemem bir türlü
şeyma kesin çok sever evde kakuleli yapıyo kahveleri
19 Ocak 2019 Cumartesi
30.12.2017 hedo
seni bir tek sevgimden öldürebilirim yazmışsın en güzel hediyemin ilk sayfasına.
öldüm ben. sevgiden mi
benim hakkımda tek satır yazmamanı, senin hakkında tek satır yazmamamı, birbirine bağlıyorum. yazmadıklarımı yazdıklarıma bağlıyorum. kesip biçiyorum. yok. eskisine dönmüyor hiç biri. origami gibi. fark ettin mi. bizim bağımız da dönmüyor. biz origamiydik. belki kuyruğuna basınca zıplayan kurbağayla güzel kuğu. ben kurbağa olurdum. zaten bir kurbağa bir kuğuyu nasıl severse öyle severdim seni. artık kırılmış bir kurbağayım ve zıplayamıyorum.
bu yazı deişik zamanlarda kaleme alınmıştır
duygusal biri oldum çıktım son zamanlarda. bir şeyi, herhangi bir şeyi anlamlı veya değerli görmeyedursun beynim, kalbim ya da ruhum, gözlerim ıslanır ve kaşlarım büzüşür oldu. bu zamanda duygusal olmak kadar eğreti duran bir şey yok diyebilir biri, bu da duyguların taklide bürünmesindendir. gerçek duygusallık derindir bence. sadece duygusal oldum dersem eksik kalırım. eksik kalmam oluş halim zaten benim. agır ve şaaşaalı cümleler kurmak istemiyorum. ironik ve hafif cümleleri seviyorum. güncellemeler yapılır insanlara. düzenli degil ama sürekli. agır agır. böyle degisilir ama öz aynı mı kalır. bir sürü cümlem var ve baglaaycak yerim yok. yürüyecegim yolların etrafına bağlamak isterdim cümlelerimi. cogu seyin bana seni hatırlatması baglı oysa her bir tarafa.
yürümenin derinligi
evet böyle bisey var, olmalı ve gerekli denebilir. bilimsel de diyebilir biri. son zamanlarda yürümekten sıkıldım. yürümekten degil de yürüdügüm yerlerden. yeni yerler yürüyebilsem her gün, hic bıkmam belki yürürken düsündüklerimden
yeni yerler yürürsem yeni düşüncelere kavuşur muyum. yeni düşünceleri koyacak yerim yok. belki ondan uğramazlar bana.
sen yanımdayken yazıyorum ilk kez. ben bu yalnızlığımı nasıl gidericem giderebilecek miyim sormak isterim sana. benim yerimde olsaydın ne yapardın.
ben ne yapmalıyım. örneğin defne suman olsa ne yapardı
neyi ne yapmam gerekiyor
beni tüketen huzursuzluğumu gidermem gerekiyor
ruhumu beslemem gerekiyor
çevremdeki hayatı canlandırmam gerekiyor. işte buna nerden başlanır bilmiyorum.
kendine yeten insanın olmazsa olmazları bunlar mı acaba
oysa istediğim senin üzerinden bir hayat kurmak değil zaten
seninle yan yana kendi hayatlarımızı kurmak
ortak paydada birleşen
bireyselliklerini koruyan
dalları birbirine karışan 2 ağaç gibi
kökü ayrı göğü ayrı
cannes mannes
''oysa öfkesiz yaşamanın aydınlığı, içine doğmaya başlıyor şu anda. öfkeyi atıp bir şeyler yapmak. bu bir şeyleri hala, çiçek yetiştirmek kalıbı içerisinde düşünüyor. daha başka türlü, daha başka kalıplar içerisinde düşünmeye, bulmaya vakit var''
belki öncesini de yazsam daha manalı olurdu. ama buna uğraşmayacağım ortada
uzunun süredir sevdiklerimden o kadar kopmuşum ki
belki beni depresif yapan şeylerden biri bu -ko puk luk-
ennnn yakındakilerime karşı bile durum böyle idi
sen de onlardan birisin
kopuklukları bağlamak için çeşitli yollar deneyeceğim elbet
insan kendini tekrar ediyor ve güncelliyor sürekli. bu döngü kısır mı bilmiyorum. ama artık bişeyler yapmak istiyorum
resim yapsak beraber o kadar mutlu olurum ki.
ama böyle yemmmyeşil bi yerde olmalıyız. hatta böyle bi piknikte. kırmızı ekoseli piknik örtüsü
filmlerden fırlama piknik sepeti
bir sürü saçma sağlıklı ıvır zıvır ve meyve
ve bunların renkleriyle yarışan boyalar
seninle böyle bir yerde resim yapmalıyız
bazen böyle klişe film sahneleri çekiyor canım.
ya da bu sahneyi şiire de uyarlayabiliriz
müzik ve şiir
sabahlara kadar şiir yazıp akşama kadar ilham bekleyen iki şairi anlatan filme baş rol oluruz seninle.
sonra gelsin bakalım Cannes Mannes ödüller portakallar
16 Ocak 2019 Çarşamba
sevgim acıyor
çok kısacık
gittikçe güzelleşmek yerine
en küçük gedikte içimizi kumla doldurduk
bu kadar erken mi sevgim acıyor
inanamıyorum
ne bekliyorum
senden ne istiyorum
sana ne çektiriyorum
gönüllü müsün çekmeye
sonsuz musun içten
susmamanı istiyorum
gittikçe güzelleşmek yerine
en küçük gedikte içimizi kumla doldurduk
bu kadar erken mi sevgim acıyor
inanamıyorum
ne bekliyorum
senden ne istiyorum
sana ne çektiriyorum
gönüllü müsün çekmeye
sonsuz musun içten
susmamanı istiyorum
10 Ocak 2019 Perşembe
hüzüntü
WARNING: DO NOT READ AS A POEM. because it is not.
HÜZÜNtü*
warning2: may include too many sad emotion and sansasyon and things like that
HÜZÜNtü*
kızılaydan eve yürürken ağladım
34 dakika sürmüştü saate baktığımda
yanımdan geçen insanlara gözükmekten korktum
cadde boşken ve özellikle arabalar çok ses çıkardığında sesimi yükselttim
ağlamamı yükselttim yani
içimden dökmem gerekiyordu
ben ağlarken görülmek istemem
sen de istemezsin bilirim
bildiğimi bilirsin
sonra buraya yazmak geldi aklıma
yolda yürürken yani
güzel cümleler sıralamaya başladım aklımdan
aynı anda ağlamaya devam ederken
hıçkıra hıçkıra ağladım
küçük bi kız çocuğu ve histerik bi kadın ağlaması arasında gidip geldiğimi düşündüm
güzel cümleler sıralamalıyım dedim kendime
üzüntümü bile güzelce anlatmalıyım
kelimeler en çok hüzne yakışır diye
çok mutluyum çünkü yeni bir hüznüm var
ne aşk ne de ders bu hüzün
bu ikisi de çok baymıştı itiraf edelim
bu üzüntülerin diğer ucu hep kendime vaatler vererek bitiyordu çünkü
-daha çok ders çalışacağım.,
-egeyi anlamaya çalışacağım.. bla baa
koca bir öööö geldi artık bunlardan
şimdi üzüntüm daha farklı
iki saniye üzerine düşünsem gözlerimi dolduran cinsten
hala söylemedim ne olduğunu
farkındayım
anlatmak için çabaladıkça merkezinden şaşıcak üzüntüm
ama içimi ferah tutan bi hüzün bu
nefesimi içime tıkmayan
ve vaatler yerine şiirle biten bi üzüntü
bunun için teşekkür ederim
lana del ray in yeni şarkısını dinliyorum
bu gün sen paylaşınca kaydettim
dinginleştirdi beni baya
üzüntümün nedenini ise burada anlatmak istemiyorum
dediğim gibi
üstüne yazdıkça merkezinden çıkıcak
kekremsi olcak
o ne demek onu bile bilmiyorum
okulda otururuz merak edersen anlatırım tabii
ama şunu bil ki hayatta hep alternatif seçenekler var
engellerin yerine kendi alternatiflerini bulup inşaa etmen gerekiyor
bu da yıkılabilir
hatta benim alternatifim yıkıldı o yüzden üzgünüm
belki tekrar inşaa ederim
(o kadar sabırlı mıyım)
belki de başka alternatifler inşaa ederim
blogumuza giriş yazım h.o
lana del ray in yeni şarkısını dinliyorum
bu gün sen paylaşınca kaydettim
dinginleştirdi beni baya
üzüntümün nedenini ise burada anlatmak istemiyorum
dediğim gibi
üstüne yazdıkça merkezinden çıkıcak
kekremsi olcak
o ne demek onu bile bilmiyorum
okulda otururuz merak edersen anlatırım tabii
ama şunu bil ki hayatta hep alternatif seçenekler var
engellerin yerine kendi alternatiflerini bulup inşaa etmen gerekiyor
bu da yıkılabilir
hatta benim alternatifim yıkıldı o yüzden üzgünüm
belki tekrar inşaa ederim
(o kadar sabırlı mıyım)
belki de başka alternatifler inşaa ederim
blogumuza giriş yazım h.o
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)