izolasyon manifestoyu yazmama çok az kaldı. şimdilik, "here we go";
bomboş hayatlar yaşıyoruz. salla başını al ekmeğini-işten kaçmak için 5 gün çalıştığının hastanenin servisinde yat, yapmacıktan uzat expiryumunu, yat, yat, iş yapma, bir kuruş ödeme o yatak için. toplumun çoğunluğu böyle. sonra ben neden 8-5 duruyorum o minicik odada, havasız, birileri üşüyor diye 35 derece klimalı, içerde hava yok, birileri hasta diye bol bol öksürmeli, hava yok, pcr testi alıyorum kalkanım yok. ben neden bir kelime, bir ufak bilgi kırıntısı öğrenemeden duruyorum bu minicik odada tam 9 saat, nöbetim yoksa o da.
bugün beklenmedik-kocaman-ateş saçan-bir bıkkınlık bombası düştü içime. nereden geldiği bilinmez-yolunu kaybetmiş-içime birikmiş-içimden önce içime sonra dışıma düşmüş. bunun sonucunda bikaç insanı yumruklamak zorunda kaldım. bazı yargılayıcı bakışları-bakıştan söze ve mimiğe geçen yargıları-sanane ulan zübük diyemediklerimi-aynen diyip içime attıklarımı; hayalimde üç tur tokatladım.
bomboş yaşıyoruz, yaşamak o günü geçirmek değil, sıpsıkıcı ayak işlerinde al maaşını ye ekmeğini çok züğürt bi aktiviten de yoksa haftasonu akşama kadar yat, iki günde sıçsın yorgunluk uyku düzenine zorla oturttuğun her gün 6'da kalkıp. bomboş yaşıyoruz, günü geçirmek değil yaşamak. bilgidir yaşamak, araştırmak, merak etmek, danışabilmek saygı duymak istediğin üstüne, sorularına tatmin edici ve kolektif cevaplar alabilmek, dekan dedi diye telefonunu oynayarak dinlemek değil o kadar emek verip sana sunum yapan öğrenciyi. yazmak da rahatlatmıyor bi lokmacık artık, kaçmak istiyorum, yürüyüp durmadan gitmek istiyorum buradan, sabırsızım. lanet etmek ve akıl sağlığım 1 cc 1 cc kaybetmek istemiyorum. bomboş yaşıyoruz bilmeden, öğrenmeden, nerede var bu bilgi? her suçu başkasına atmaktan vazgeç hedo, sende gizli bu bilgi. otur, oku, öğren, çabala. ben yine iyi, biz yine de iyi, bazı insanların hayatı bak bütün hayatı yetmişe kadar, hadi elli olsun, böyle bomboş, bommmmboş geçiyor, izliyorum. düşünüyorum onu ne tatmin ediyor? beni etmeyenlerle aynıdır tatmini, beni tatmin edene neden koşamıyorum? çünkü çok yoruluyorum. bomboş oturmaktan orada oturtmalarından beni çok yoruluyorum. bıkkınlık boğazımda daralmış bir sfinkter gibi, sıkıyor, ağzımdan çok bunaldım çıkıyor. kimseye sanane diyemiyorum. bütün gün yaptığım tek şey sonda çekmek ona eşlik eden leş gibi yaşlı kokusu ve idrar bezine sızmış kesif sidik kokusu. çekiyorum kayış gibi elime geliyor, ucundan bi kaç damla damlıyor, burnumdan o koku dakikalarca gitmiyor, açsam başım dönüyor. hava teyze seni özleyeceğim diyor, ben bi daha gelme iyi ol diyorum. onun suçu yok ki yaşlılar hep kokuyor. ölüm gibi kokuyor, bomboş bi hayat gibi kokuyor.