27 Aralık 2021 Pazartesi

bomboş manifesto 1.0

izolasyon manifestoyu yazmama çok az kaldı. şimdilik, "here we go"; 

bomboş hayatlar yaşıyoruz. salla başını al ekmeğini-işten kaçmak için 5 gün çalıştığının hastanenin servisinde yat, yapmacıktan uzat expiryumunu, yat, yat, iş yapma, bir kuruş ödeme o yatak için. toplumun çoğunluğu böyle. sonra ben neden 8-5 duruyorum o minicik odada, havasız, birileri üşüyor diye 35 derece klimalı, içerde hava yok, birileri hasta diye bol bol öksürmeli, hava yok, pcr testi alıyorum kalkanım yok. ben neden bir kelime, bir ufak bilgi kırıntısı öğrenemeden duruyorum bu minicik odada tam 9 saat, nöbetim yoksa o da. 

bugün beklenmedik-kocaman-ateş saçan-bir bıkkınlık bombası düştü içime. nereden geldiği bilinmez-yolunu kaybetmiş-içime birikmiş-içimden önce içime sonra dışıma düşmüş. bunun sonucunda bikaç insanı yumruklamak zorunda kaldım. bazı yargılayıcı bakışları-bakıştan söze ve mimiğe geçen yargıları-sanane ulan zübük diyemediklerimi-aynen diyip içime attıklarımı; hayalimde üç tur tokatladım. 

bomboş yaşıyoruz, yaşamak o günü geçirmek değil, sıpsıkıcı ayak işlerinde al maaşını ye ekmeğini çok züğürt bi aktiviten de yoksa haftasonu akşama kadar yat, iki günde sıçsın yorgunluk uyku düzenine zorla oturttuğun her gün 6'da kalkıp. bomboş yaşıyoruz, günü geçirmek değil yaşamak. bilgidir yaşamak, araştırmak, merak etmek, danışabilmek saygı duymak istediğin üstüne, sorularına tatmin edici ve kolektif cevaplar alabilmek, dekan dedi diye telefonunu oynayarak dinlemek değil o kadar emek verip sana sunum yapan öğrenciyi. yazmak da rahatlatmıyor bi lokmacık artık, kaçmak istiyorum, yürüyüp durmadan gitmek istiyorum buradan, sabırsızım. lanet etmek ve akıl sağlığım 1 cc 1 cc kaybetmek istemiyorum. bomboş yaşıyoruz bilmeden, öğrenmeden, nerede var bu bilgi? her suçu başkasına atmaktan vazgeç hedo, sende gizli bu bilgi. otur, oku, öğren, çabala. ben yine iyi, biz yine de iyi, bazı insanların hayatı bak bütün hayatı yetmişe kadar, hadi elli olsun, böyle bomboş, bommmmboş geçiyor, izliyorum. düşünüyorum onu ne tatmin ediyor? beni etmeyenlerle aynıdır tatmini, beni tatmin edene neden koşamıyorum? çünkü çok yoruluyorum. bomboş oturmaktan orada oturtmalarından beni çok yoruluyorum. bıkkınlık boğazımda daralmış bir sfinkter gibi, sıkıyor, ağzımdan çok bunaldım çıkıyor. kimseye sanane diyemiyorum. bütün gün yaptığım tek şey sonda çekmek ona eşlik eden leş gibi yaşlı kokusu ve idrar bezine sızmış kesif sidik kokusu. çekiyorum kayış gibi elime geliyor, ucundan bi kaç damla damlıyor, burnumdan o koku dakikalarca gitmiyor, açsam başım dönüyor. hava teyze seni özleyeceğim diyor, ben bi daha gelme iyi ol diyorum. onun suçu yok ki yaşlılar hep kokuyor. ölüm gibi kokuyor, bomboş bi hayat gibi kokuyor. 

25 Aralık 2021 Cumartesi

rage at the h**d + üstüme vazife olmayan bir şeylerle birlikte

 çok sinirli olduğum durumlarda kendimi istediğim kadar iyi ifade edemiyorum, en büyük zayıflıklarımdan biri bu. çok bağırıyorum, ağlayasım geliyor (ve çoğu zaman ağlıyorum), kelimeleri doğru birleştiremiyorum ve bir cümle form edemiyorum. çok sinirli olduğum durumlar genelde çok haklı olduğum durumlar oluyor. yoksa durduk yere sinirlenen biri değilim (menstürel siklusumu tenzih edersek). 

i-

tekrarlıyorum. insanlar iletişim kurmamalı. herhangi iki insan arasında bir etkileşim olmamalı, konuşmaya gelmeden göz teması, beden dili bunlardan bahsediyorum. nothing. no-damn-thing olmalı. herkes kendi başına dünyanın ona sunduğu maceralı meraklarla baş etmeliydi, hiçbi ortak noktada buluşulmadan-yolların hiçbiri çakışılmadan-kimsenin eli kimsenin tenine temas etmeden:::::::::,,,,,,,:::::::hala yapabiliriz bunu**gerektiğinden çok çok daha fazla insan var***üremeyip-konuşmayıp-tanışmayıp-yaşayabiliriz. temas bağımlılığı tamamen insan icadı bir şey......%%%%%%senle kol kola yürümek isterdim bu nasıl oluyor%%%%zaten deneseniz de baby maymunlarda denersiniz ay temas etmeyince beyninin hangi gyrusu gelişmeyecek acaba diye,,,,,, gerçek bilim ve gerçek biliminsanı kendini bilime feda edendir, kendini derken tam olarak kendi bedenini, beynini ve uzuvlarını,,,, yer mi yemez, çakma bilim şehitleri sizi. mezarınıza asit işesinler. 

 x- bozuk somon yedim ama bozuk olduğunu nereden bilebiliriz ki, nereden emin olabiliriz, belki hep böyle bi somondu o. hep daha ekşi ve daha şaaşalıydı, belki mutanttı ve böyle tad vermek istiyordu. tatsınlar ve onu yemesinler istiyordu ama bilemedi, hedo onun tadını sevdi. hala yerim ama midem biraz funni. emedur ve rennie çiğnemem lazım acilen. 

rahatsızım kendimden, utanıyorum yapmadıklarımdan, aklım yapabileceklerimde, yapamadıklarım kabusumu kovalıyor, ayaklarım kanıyor rüyada, delik deşik, aynı yerden gerçekte kesildiği ama büyümüş kat be kat, yerle yeksan yerle kıpkırmızı pancar gibi şalgam gibi aşk gibi ruj gibi. ruh gibi değil çünkü ruh şeffaf bi pembe, çünkü insan toprak ve serpme, çünkü hedo lütfen böyle ötme, ötüyor işte. durduracak değilim kendimi, tekrar ediyorum. i cant form even a simple sentence tekrar ediyorum. her şey bunaltıyor ve nefes darlığım artıyor tekrar ediyorum. kuru toz inhaler mi ölçülü doz inhaler mi tercih ederdim bilmiyorum. astım hastası olacak mıyım bilmiyorum. içime doğan tek hastalık meme se-a, tekrar ediyorum yerinizden ayrılmayın show bitmek üzere, sahne sonu alkışını kaçırmayın, on kere-onbeş kere eğileyim öne, başım dimdik dururken, nasıl oluyor bu küvet ovalayışlar-ne kadar temizlesem de işlemiş içine amonyaklar vursunlar yüzüne.


her şeyi siz bu kadar zorlaştırdınız ben gördüm. oradaydım, izledim gizlice, sessizce, yorum yapmadan, her şey çok karıştı, burda ve bütün dünyada, hemen inandınız sesinizi duyduklarına ve dayanıştıklarına sizinle, herkes çıkarcıydı ama herkes tacizci. herkes değil ama herkes diye genelleyecek kadar çok kişi. benim kafam almaz rave filan kaldırmaz yani, hiç bilmem öyle şeyleri zaten baştan başa farklı hayatlarımız, ben sizi izliyorum sadece. şaşırıyorum sürekli, bazı sahnelerde midem bulanıyor bile, çok zorlarsam. ve siz zorlarsanız çok,,,,,,, bilmiyorum zor buradan bakınca, içinde olmak çok daha zordur eminim. kimse kimseyle iletişim kurmamalı işte. hep diyorum (3. kere)))))))))............ zor.

19 Aralık 2021 Pazar

bazı konu bAşlıkları, so long so gone

hata yapabileceğim tek resim kendi yüzüm

hastaların epikrizlerini eve getiriyorum sapık gibi

skeçe sadece 3 dk ayırıyorum

kindly inspired? pardon canım o kindly copy pasted olmasın????

insanlar yüzüme baktığında çok fazla bir şey görmüyor gibi hissediyorum ama düşündüğümden çok daha çoook daha fazlasını görüyor

ya gözümün arkasından kafamın dibini görürlersE?


6 Aralık 2021 Pazartesi

ben gibi ama ben değil

bendeyim müşterek ve hayat çok güzel. artık acılı değil. sadece biraz içi boş duyguların, unutuluyor alışılan duyguların nasıl şeyler olduğu bir zaman, bir zaman önce nasıl olduğu unutuluyor.

çok yavaş geliyor acılı değil acıtacak kadar jilet değil. künt ve kült. kült çünkü çoktan bilmişsin olacağı, pek aynı motif, balaclava kafamolsun. gözlerimi de sakınıyorum, işte yollar o belki bikaç ayna yansıması, çok güzel kırar dur diyemezsin ama çok güzel hayat )-( şuan ve istediğim sürece. sessizleştim içime bağırıp, sana bağırsam işe yaramıyor. sana bağırmasam coşkumu anlamazsın. sana ne yapsam sen buna yaramazsın. 

yanına kalıyor dedim ya o işte hep, benim yanıma kalanla senin yanına kalan ölçüşemez, ben hep dümdüz ilerledim yolumda senin sapmalarına da göğüs gererek, dostluk böyle değilmiş, dostluk sana iki beden büyük gelmiş. 

içimi dışımı betimlesem ne olur sen buna gelemezsin. ya dursam yine dümdüz hakeder misin?

geçti bitti. bitttttii vallahi. içim bomboş sana karşı. uzaktan baktım hayatına, ben zaten iki beden büyük gelmişim sana.

işte bu kadar yücelik duygusuyla yazıyorum bunu. sen bunu akıl edip okuyamazsın. okusan da haketmezsin üzülmeyi. çünkü ben üzülemiyorum bile coşkuyla.