kimse hayal kurarak sokaklarda dolaşmayınca şehir daralıyor
işte o zaman daha çok anlatası geliyor insanıın
cümleler kaldırımlardan uzay boşluğuna kadar sahipsiz akıyor
çarparsa bir martıya çarpıyor ama o da aldırış etmez
yani edemez
daha doğrusu bir martı bugün simit yemek istemiyorum diyemez
bugün vapurla karşıya geçeceğim de demez
neden bazı cümleleri komik bulduğumu anlamaya çalışıyorum
bazı sokaklar da komik
bazıları korkunç
anlatılan yüklü değilse bir martının kanadında kolaylıkla barınabilir yani
oysa ki ben bir karabatak gibi suya dalıp kaybolan cümleleri hızla yüzdürüp dışarı çıkarmayı severim
belki yazar olsam bilge karasu gibi oyun dolu cümlelerim
didem madak gibi hüzünlü muzip kelimelerim olurdu
''bir karabatak daldı suya, bir süredir de kayıp. dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya, ölüm pek iri bir sözcük değil bayım''