dün gece 2 rüya gördüm (hatırladığım kadarıyla ofcorse)
ilki okuldaydı
üniversitedeyim ama teddeyim
lisenin kalabalık tanıdık koridorlarında tenefüste dolaşıyorum
tanıdığım ve tanımadığım insanlar, hocalar var
yanlış koridordan girip aşağıdan dolanıyorum
yeşimle karşılaşıyoruz ve çok üzgün, ağlamış
ona sarılıyorum sevgimi hissetsin istiyorum
sonra derse girmek için en üst kata çıkıyorum
sınıfa girdiğimde sınıf boş
ders programından ingilizce ve bilgisayar dersi gibi bisey olduğunu anlıyorum
bilgisayar odasına gittiğiğimde hoca kapıda beni karsılıyor
ben de ingilizceme güvenerek kendimi açıklamaya çalışıyorum ama aksi ve şakacı bir tavrım var
sorry mam, here I am dont be that angry, I had some things to do falan diyorum
ortaokuldaki şişman çocuk sınıfta, yusuf alp idi ismi sanırım. biraz zayıflamış ama hala aynı çocuk
bi de murat var
dersi kaynatıyolarlar sanırım ben de onlara katılıyorum
okulda yürürken duvarlarda asılı tuvalleri görüyorum
ortada asılı kocaman çok güzel bir tuval var,
fantastic mr foxtaki tilki gibi bi hayvan var tabloda
çevresinde de manzaralar var ve ışık çok güzel ayarlanmış uzaktaki tarlardaki sarı ışığa hayran oluyorum.
(geçen gün teddeyken neden resim yapma işini ciddiye almadığımı düşünüp hayıflanmıştım muhtemelen bunun bilinçaltımdaki etkileri)
okul çok güzel ama içimdeki o yalnızlık hissi de var.
ikinci rüya ise sadece bir mesaj ve hisler
ege mesaj atıyor bana
mesaj ''benim insanım''
o anki hissimi düşününce revealed kelimesi aklıma geliyor uyandığımdan beri
ama ortaya çıkmak anlamında değil de rahatlamak gibi
çünkü o mesajı görünce rahatlıyorum iliklerime kadar
ama cevap yazmıyorum ya da gerek duymuyorum
tek ihtiyacım olan o iki kelimeyi ondan duymakmış gibi
aynı zamanda onu affetmeme yetecek iki kelime
başka hiç bir açıklamaya gerek duymadığımı hissediyorum
egenin dün koyduğu fotoğraflar beni tekrar ve derinden sarstı
onu kaybetmenin acısı sanki ömrüm boyunca benimle olacak gibi hissediyorum
kendimi o acıya bıraksam hala kaldırımda yığılıp kalacakmışım vücudumu ayakta tutamayacakmışım gibi hissediyorum
sonra hayır diyorum
hayat işte bu
hayat böyle sınayabilir insanı
çok ve tek sevdiğin seni çok ve tek sevmeyebilir unutabilir
sen ne yapacaksın bu durumda
kaldırıma yığılıp kalmak çözüm değil
ameliyat çıkışı ağladığında o orda olmadığı içindi
o aslında hiç bir zaman orda değildi
orda olsaydı da sonradan gitseydi daha mı iyi olurdu diye sordum kendime
erhan usta hoca mantığı bana iyi gelmiştir hep
melankoli değil acı bu
gerçek bi sevgiyi kaybetmenin acısı
üstünü kapatmak için en büyük yorganları seçmem gerek
uykuya dalıp uyanan bi acı