haddinden (had nedir ki) çok şey söylemek istediğinde hepsini yakalamaya çalıştığında nefes bile almadan çok-kısa-dakikada hemen bırak hepsinden biraz azını bırak, hepsini aynı anda tutmaya çalıştığında hepsi, aynı, anda kayıyor elinden. içimin şişkinliği beynime vurmuş. sürekli çişim var primer polidipsimden dolayı. hahahaha şaka o kadar değil.
çok farklı büyütülen, farklı şeylere inanan, farklı pathlerde yürüyen kadınlarız, ama buluştuğumuz nokta özgürlüğümüz, elimle koymuş gibi bulacağım özgürlüğümü, kendini teselli etme benden daha kötü şartlarda yaşayanlar var diye, çünkü bu onları kurtarmaman için bir bahane olur. elin gitmez sonra elinle koymuş gibi veremezsin özgürlüklerini onlara. birimiz hepimiz için, hepimiz birbirimiz için varız, keşke elim değse bir bir kırılmışlıklara. nasıl yapılır bilmiyorum. bazen bi insana yapabileceğin en güçlü yardım, onun kırılmışlığını dinlemek olur, en içteni. en olması gereken ve ihtiyaç duyulanı. birlikte ağlayıp sonra kalkmak hiç olmadığı kadar güçlü. çünkü çok güzeliz. had ne ki, kimsenin haddine değil bizim yerimize karar vermek, bunun tek muhatabı biziz.
içim kıpır kıpır oluyo geleceği düşününce. tam bağımsız, güçlü ve fuck vermeyen kadınlar. benim kadınlarım. ben onların kadınıyım. gana'da, nepal'de, uruguay'da bakacağım kadınlarıma. iran'da, suriye'de sınırda. afganistan'da çölde. hiçbir kadın, çocuk kalmasın sağlık hizmetine ulaşamayan, idlib'de, sur'da. rwanda'da. neresinde olursa yer kürenin. oraya gitmek istiyorum.
herkes için, insanlar için, işte motivasyonumun bir kısmı_bu tutuyo düştüğümde. göreceğim insanlar, bakacağım milyon tane gelecek hastam, küçük bi gülümsemesi bir çocuğun, çok mu romantiğim öyleysem de olsun, bu benim göğsümü havayla dolduran. sürekli öğrenmen gördüğüm okuduğum şeyi lüüüübbüüs diye içime çekip beynime göndermek istiyorum. biliyorum daha çok çalışmak daha çok aç olmak gerekiyor. kaybettiğim bir şey yok, sadece ileri bakıp kafamda yapmam gereken şeyleri koyduğum belli belirsiz listeye daha çok uymam gerek. bir günü güzel planlamayı başarırsam her şeyimle tam olursam o kadar fullfill hissedeceğim ki. bu hissin merakı da çok heyecanlandırıyor beni. heykellerim, kanvaslarım, daha doğmamış sanatlarım, kimse beğenmese de ben çok seviyorum işlerimi, mhheh, banane. benim ve biricick onlar, kendi parçam, kavanozda biriktirdiğim bozuk para gibi, bir gün birikecekler ve bOUUUm, ünlü filan olmak istemem. sadece bi insanın onları görmekten mutluluk duymasını, kalbini ve ruhunu doyurmasını isterim. bi kaç kişi var öyle, shout out to big ramo, naxi, belki burayı okurlar. naxi, kanvasın aklımda güzel bi şey çizmek istiyorum sana. eğer bunu okuosan sçs, sana ayıp etmiştim zamanında, nasıl bir duygu durumdu bilmiyorum, büyük gönüllü birisin.
diğer bir büyük gönüllü kadın, blogumuzun eş başkanı, miss alora temuch, çok narindir duyguları, ama duygularını duyumsamayı sever, acı vereni de, heyecanı da, çok sever bir insanda kaybolmayı, kaybolurken kendini bulmayı, bulamadığı yerde çok severken elveda etmeyi, el, &, da. yapamıyoruz hala biliyorum. sen salata yerken turpun renginin aslında kırmızı olmadığını söylediğin güne, dönemiyoruz. çok denedim bu bozgunu düzeltmesi gereken kişi olduğumu bildiğim için. sana gelirken hep içimde bi boşluk var, demiştim geçen zamanın telafisi yok ama o zaman bırakmıyo peşimi midemde duran gereksiz bi hava gibi hatta en fazla bu kadar gerçek olabilirdi, maddesel, bırakmıyo peşimi senden uzaklaştığım günler, devam edemiyorum kaldığım yerden, sen de edemiyosun bilirim. her şeyi buna bağlayamayız ama daha mutlu insanlardık gibi hissediyorum. oysa senin bin tane dostun var, benim birkaç tane ve iş görüyor dostum var. neden, neden sana eksik kalıyorum. mutlu olduğunda aramıyorsun beni ya da ben gel bi oyun izlemeye gidelim demiyorum, cer'e gitmiyoruz ve sen beni bırakıp gittiğinde cer'de ondan beri gitmiyorum zaten cer'e. neden böyle olur bilmezim. dondurmuş olsaydık kendimixi, kaldığımız yerden devam eder miydi? einstein'ın ikiz paradoxu gibi, eğer sen gidip gelsen daha hızlı, ben yaşlı mı olurdum döndüğünde?...........neden...........................nedensiz.
bu blogu buldum demek için kovalıyorsan, beni de bulursun içinde. benim yerimi bulursun kendinde. çünkü ben bilemiyorum nerdeyim sende, sen nerdesinbende.,,,
btw, dünyanın toz hali. evet, ben seçtim ama ben değil isim annesi, çok sevdiğim, yıllarımı verdiğim cemiyet, pişmişler artık köz oldu. çok da güzel en taşaklı ve duygusal top şarkılarıdır, dünyanın toz hali. çoktan dinlememiştim, bu blog 2013'den beri var, o zamandan beri başlığın başını çekiyor bu söz öbei, çok dinlerdim kusana kadar, artık dinlemiyorum. sevmediğim sıkıldığım için değil vefasızlığımdan ve bi yerden sonra vefasız olduğumu hissettiğim için dinleyemedim. işte böyle içselleştirdiğim bi punk kadrosu bu baboliler. nedense. bilmem, lisede ergenliğimi kolay atlatmamı? elimden tutarak? sağlayan ama bunu bilseler hiç s*klerinde olmayacak baboliler.
dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa, hedolar tembel olmayıp her istediklerini kovalasa.............her istediğimizi kovalayalım olur mu kadınlar
kadınlar, ama en çok benim kadınlarım. <3 *ağlamalı bitiş*