31 Ağustos 2016 Çarşamba

mezartaşımda at least she tried yazsın

hayatım boyunca kaybettiğim ve zaman zaman aklıma gelen insanlar anısına,

bununla övündüğüm pislik zamanlar bile oldu ama kırdığım kalplerin dönüp dolaşıp beni bulacağını hissetmeye başladım. korkuyorum, çünkü sayıca çok olmasa dahi ağır konular, ağır suçlamalar fln bahsettiğim durumlar. kötü hissediyorum ama geri dönüşü olmayan şeylerin başında geliyor bir insanı  hayatından kovmak, evet hepsini ellerimle kovdum, çıkardım listeden. nasıl hissettiklerini düşünmeden övündüğüm rezil dobralığımla saydım ağzıma geleni, aslında içimden geleni hatta direkt doğru olanı ama her doğru her yerde söylenmez dememiş mi insanoğlu, ne diye her şeyi söyledin. tutamıyorum abi içimde tutamıyorum. yüzüne vurasım geliyor. işine gelince müslümansın ii müslümanlık valla. ayıbını ört diyor, sen? git gözüm görmesin.
kendime bile gaddarım.

hayır şuan bu vicdana gelme halim de kendimi düşünmemden kaynaklanıyor, bu bile rezil. rezil çünkü arkadaşım olmadığını farkediyorum bu aralar, öyle sahte cicimli şeylerde gözüm yok yanlış anlama. bi zaman güvendiğim insanları özlüyorum. şuan bakınca yok. herkesi geçici gördüm herkese olmasa da olur gözüyle baktım. tutanabileceğim tek dalım var o sonsuzluğa gider. onun gibi birini aramıyorum zaten, o bi çok şeyi karşılıyor ama bi elin parmağını doldursa bari hatrı sayılır insanlarım.
david bowie çaldı yine iç seste. pek sever biliyosun. ergenliğe girişte karşılamıştı abi unutamaz iç ses. kolaylaştıran oydu işini. az hasar aldık sağolsun üstadımız. di mi le iç ses. selam söylüyo musun buraya. seni duymadığım zamanlardan da özür dilerim seni bile kırdım lan. ulan çok dramatik yazı oldu yayınlaya basmayabilirim biraz taslakta mı burda. üf bırak zaten bi kendim okuyorum burayı. şaka seni biliyorum değerli okuyujum. bi tanesin (gerçek anlamda püha))