çirkin bi sesle konuşuyorum. hiçbir şey yapmayalı günler oluyor. bugün adresi bilinmez çaresiz bi kadın sesini polise ihbar ettim. kadın imdat filan diyordu. sağım solum önüm arkam kilo iken daha da kilo almışım. evden bakkala bile çıksam iş yaptım diye seviniyorum. o boşluk duygusundan bir anlığına da olsa kurtuldum diye kendimi şanslı sayıyorum. gerçekten boş olmak nasıl bu kadar ağır hissettirebilir, gerçekten? gerekmedikçe kat kat giyiniyorum. çorap giymeyip bir yerden patlak veriyorum ve yine hasta oluyorum. anladın mı, yaz aylarında. sürekli. geçen hava bile 38 derece değilken koltukaltımın bana verdiği yetkiye dayanarak 38 dereceyi biraz geçiyordum. gerçekten sadece su içiyorum. yatağımda 3 litre su var. geceleri dilim damağım kuruduğunda kalkıp içiyorum. bazen geceler zor geçer. günlerdir japon restorantına gitmek istiyorum. bakıyorum da her şey şimdiki zaman. ama ben bu zamanın gerisinde, bi yerlerde diz çöktüm kuzu sayıyorum.
sütten kesildiğim günden beri yediğim her şeyi kusacakmışım gibi hissettim.
okuyacak kitap filan kalmadı. eski kitapları tekrar okuma köşemizde bu hafta otomatik portakal var. bi ara kitaptan filmleştirilen filmi izlemeyip kitapla yetinme hareketim vardı zamanla çürüdü. yine de ilk kitabı okumazsam içimden bir şeyler karşı çıkıyor.
iki sene kaldı.
sadece nasıl bir çocuk olduğumu ve çocuk kalbimin nelere şahitlik ettiğini hatırlamak için yazmıyorsam kadın değilim. yoksa bu kadar can sıkıcı şeyi yaşamak yetmezmiş gibi yazarken tekrar hatırlayıp ikinci defa yaşamak akıl karı değil. !çelişki!
güzel kız hep kazandı
güzel sevgiler güzel insanlar kazandı
biz hep izledik-ağzımız açık
sadece bi arkadaş istedim bi de sepetli bisiklet