i need to be alone or im gonna lose my shit
uh oh
im gonna loooose my shiiiiietttt.....................................artık azıcık her şey
*
...
..
.
*
çok az
sadece terliyorum ve terim kuruyo
terim kuruyo buz gibi oluyo
bazı ve çok sabahlar terleyerek uyanıyorum.....................................................................................................................ve üşüyorum,.. yani,.. anında, gerçekten çok üşüyorum.
uyanıyorum ve çorabımın biri ayağımdan çıkmış oluyor hiçbir ayağa dayanamıyorum kendiminkine de filan. yani, gerçekten beni rahatsız ediyor. hele başkalarının ayağı. herkesin ayağı bana katlanılmaz geliyor. sadece bi kez gelmemişti. bi kez. o da diğer normalde-rahatsız-eden-ama-bi-kez-rahatsız-etmeyen-şeylerle birlikte mezarda. üstünü her gün cilalı katranla kapladığım kuşlar için suluğu olmayan bir mezarda, yatıp duruyor kabir azabıyla. parlak yet so kapkara.zzzz....tttt.....cilalı,,,, sütlü cilalı.
mısır koçanını solucanlar-----yengeç solucanları-----ben yengeci----beni öcüler-------öcüleri melekler yesin. herkes doyar bu kutsal yüce ve parçalanamaz besin zincirinde. en çok doyan gönlü doyandır, tatlı şekerli yengeç etindense keşke süpsütlü ve nurdan ışıklı, bol glitterlı melek kanatsuyu çorbası yeseydim. o zaman öyle doyardım ki,,,,,,,,,,,,,,,herkes bana bakınca doyardı..........keşke hep yükselse kanatlar üstümden. ay bense neler peşindeyim. bir balonu karşıdan karşıya geçirmek ve bir tam güvercin kanadını heykele montelemek,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, çok sentetik ve ben değil. ben gibi ama içimden değil. üzgün, ölmüş, nerede bilinmez, çürümüş. kanadı kalmış, kanadıyla mangal yellemişler, güzelim inci gibi bembeyaz kanat kapkara sönmüş, uçları yanmış. bu kuş nasıl öldü? kimse bilmiyor sanırım ama kanatlarını süpürge etmiş bu insanlara. yazık sana eeeeençok sana. ben