ey gönlüme benden habersiz dikilen sevgi çiçeği, ey aynı kordonun uzantısı olduğumuz göbek deliği, ey pırlanta gülüşlü minik kızım, senden özür dilerim senden milyonlarca kez özür dilerim.
yanında olmam gereken zamanlarda olmadığım için, koruma içgüdümle her hareketini kontrol ettiğim ve seni incittiğim için özür dilerim.
elimde olsa mahallemizde her gün açan çiçek sayısı kadar senden özür dilerdim.
istediğin kadar ve istediğin sürece senden özür dileyeyim yeter ki benim özürümle içine düştüğün bu bunalımdan çıkabilesin. her şeyi yoluna koyabilesin.
ben senden milyonlarca özür dilerim, yeter ki yüzüne yerleşecek gülümsemenin sonsuza kadar sabitleneceğini bileyim.
seni düştüğün karanlık çukurdan kurtarayım. seni sarayım saklayayım.
elini attığın ve atacağın her işi başaracağına seni cesaretlendireyim.....
ama sen bana izin vermiyorsun. bizden gidiyorsun. gittikçe uzaklaşıp kafanda yarattığın dünyaya çoban oluyorsun. düşüncelerini güdüp büyütüyorsun. o düşüncelerin hepsi zehir, hepsi seni öldürür.
on gün önce 18 yaşına girdin. her şeyin başladığı ve her şeyin bittiği yaş. sen diyorsun ki ben bunu yaşamak istemiyorum. ben bunu yapamayacağım.
sen kalbimi söküp tekrar yerine koymayan laflar ediyorsun.
seni göstermediğim kadar seviyorum üzdüğüm kadar düşünüyorum.
sen benim minik yavrumsun gözümden sakındığım kirpiğimsin. keşke bunları bilsen, bilmek de yetmiyor hatta keşke bunlara inansan.
inandıracak hareketler etmiyorum belki. sen kedisin ben köpeğim. didişip dururuz başka işimiz yok gibi. ben bi laf ederim sen alınırsın. sen bana küsersin gelir seni öperim bi kaç saat sonra, beni affetmiş gibi yaparsın, o anı geçiştirirsin bilirim sen aslında bana kırgınlıklar silsilesi biriktirirsin.
dışardan kimseyi hayatına öyle kolay kolay almazsın. sevmezsin çoğu insanı, kendin için mükemmel insanı ararsın. dost, sevgili, hatta abla... işte bu koyan bana. seni bu kadar düşünen kalbine sığdıracak yer bulamayan ablalarına bile kendini açmazsın.
bizimle konuşmazsın. bunun için annem bizi suçlar hep. ona yakın davranmadınız diye. sorun tam olarak ne zaman nerde başladı bilmiyorum ama ben bu suçlamayı duyup bu durumu farkettiğim günden beri hem pişmanlık hem geç kalmışlık hissiyle doluyum. belki seninle gerçekten uyuşmuyoruz anlaşamıyoruz ama bu his bu suçlama kafamı alıp duvarlara vuruyor. diyorum biz mi hata yaptık bu kadar severken seni, sevgimizi mi belli etmedik yanına mı gelmedik, seninle ilgilenmedik mi, cevabın aleyhimizde olmasından ödüm kopuyor ve belki de tekrar seni sorumlu tutuyorum bu konuda. yapmamalıyım. cevabı bilinmese de bu sorunun, seni her şeyden çok seviyorum.