aidiyet üzerine hep çok düşünürüm. bir yere veya topluluga ait olmak, icinde buluundugun her neyse parcası olmak. tek basına kendin olabiliyoken ait oldugun yerde egreti durmamak.
aile gibi burası dedi almira gecen gün. sitede biriyle karsılas yeter ki, sonra bak bakalım sonu gelir mi soruların. her seyini bilmek isterler, biz de ailecek biraz antisosyal, sözlüye kalkmıs gibi oluruz. oysa hepsini severim. armutlu insanı güzeldir. yazdan yaza süren bi birliktelik, gücünü eskittigi yıllardan alan bi samimiyet. bütün genclerin cocuklugunu görmüs büyükler. abartma diceksiniz tamam ama biraz dinleyin, gücünü hic kaybetmeyen bi masal benim icin armutlu, büyüsemde büyüsüne hep inandıgım.
6 saat sürer ankara armutlu yolu. fıstıklıya gelirken sag tarafta orhan veli imzalı tabelayi okuruz her yıl aynı hevesle; "fıstıklıya dogru denizi göreceksin, sakın sasırma" . sonra mahsus mu olur bilmem ama sasırırım cünkü ankaranın sarısına alısan gözlerim ferahlar, masmavi. sonra narlıya geliriz, cok sirin bir yerdir ismi gibi. bizim buralar hep meyve ismi iste heheh. deniz fenerini gören o kücük restoranda oturup köfte yeriz. ninem deniz fenerini izler, ben denizi, kedileri ve gelen yemekleri. yemek seviorum iste kardes bilen bilir. sonra cok kısa bir yolumuz kalmıstır, dönemecli bi ucurum armutlu narlı arası. her seferinde kac dönemec gectigimizi saymaya calısır, yediye gelince sıkılır bırakırım. ah benim bu vazgecislerim. sonra o mütevazi köprü üstündeki yazı cıkar karsımıza yolun üstünde; "armutluya hos geldiniz" . arka tarafinda ise "armutluya yine bekleriz" yazar. yaz sonu hüznü diye bir sey varsa o yazıdır. neyse biz henüz hos gelme kısmındayiz, atlamak olmaz .
dünyanın bütün topraklarını seviyorum, hepsi degerli. topragi kirleten insan. insanın da degerlisini seviyorum. ama armutluyu ayrı seviyorum. abartılarımı, romantizmimi mazur görün. charles dickens olsa nasıl anlatırdı armutluyu bilmem ama en sevdiginiz yazarı düsünün, nasıl ısıtırsa icinizi, armutluda benim hikayemin yazarı.
sonra siteye varırız. bi yanım arkadaslarımı arar balkondan, bi yanım da düzenliligi elden birakmayarak esyalarımı yerlestirir özenle. sonra dısarı atarım kendimi. bir keresinde emirhana böyle sürpriz yapıp karsısına cıkmıstım, haberi varmıs gelicegimden. nasıl bozulmustum, sen 6 saat yol heveslen sürpriz yapıcaksın diye, bebe ögrensin gelicegini.
böyle ballandıra ballandıra anlatıyorum ama aslolan baska, armutlunun kalp agrısı vardır, ankaranın güven duygusu. hep kalbim kırılırdı burda. bütün narinligimi özenle saklayıp yaz icin biriktirirdim heralde. merdivene oturup aglamıstım bir gece mesela, hala o merdivene bastıkca gece, kendi kücüklügümü orda bulurum. sonra hep oturdugumuz bank vardı emirhanla, kendimden utanmayip yıllarca selam verdim o banka. simdilerde bank yüzünü denize ceviriyor ben de yolun sonuna dikiyorum gözlerimi.
emirhan benim bahanemdi, yıllarca bu yüzden unutmadım. yazmamın tek elle tutulur bahanesi oydu. alıskanlıktı ve tabi ki asktı, ilk hem de.
simdi dünyayı dolasıyor gercek anlamıyla, ve ben eskiden onun büyüyüsünü hayran hayran izlerken simdi baska bir bilgim yok. dünyayı geziyor.
bu yaz cok güzeldi gercekten. icime sindi bu yaz. nasıl sanslıyım bilmezsiniz, almi var diye. onunla hic bi sey yapmadan dert edinmeden düsünmeden oturup sigara ictik karsılıklı.güzelim benim derim bazen icimden ona. attigi tüm kahkahaların kaydettim zihnime. en kötü yazımız böyle olsun.
kac kisiden duydum bu yıl armutlunun baska oldugunu, nereye gidilirse gidilsin buranın yerini tutmadıgını. tek deli ben degilim yani.
bu arada bu gün bayramın ilk günü. hala kalkıp hazırlanmadım tembel tembel yatıyorum. babamla ben kaldık burda sadece. annemler istanbula gitti. ev gereksiz sessiz. sitenin cocukları bütün evlere kart hazırlamıs bayram icin. üstüne de cicek koymuslar. Semuçin Ailesine yazmışlar bir de. Temuçin i anlatmak icin canım çıktı oysa. Ne kadar güzeller cok hosuma gitti. ne varsa cocuklarda var desem mi.