"bu şehirde yoktu hiçbir mucize"
sıkıntıdan ölelim ama blog kirlenmesin
rica ediyoru!
erkeklere meyilli olabilir ne var bunda. sen de ananın karnına ilk düştüğünde pipin ve kukun bir aradaydı
ne o
gerildin
o şey olan okuyosa artık okumaz da burayı aşk sözü bilmiyorum
sana demedim sen dön önüne bunu okuyana saygı duyarım
tavuk yedim ama iyi yolunmamıştı galiba derisinde ağda izleri
üniye bi kapak atsak gerisi kolay
kal
k kal
ka l
ka l
k a l
burayı okuyan var mı
987
tabuda perişan kelimesini, dudu peri ve ali şandan anlattım
ne o
gerild
.............................................nnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo..........
hırka giydim burnumun içine yün kaçtı. alerjimi keşfetmem böyle başladı. sonra tavuk götü gibi yoldum hırkayı.....ama iyi olsun diye
i didnt destroyju bbyğrow up
but we dont care
we anladığım kadarıyla we just started
dont
care
dont
care
dont
care
dont care donut
jeremy
jesus
jesus dont want me for a sunbeam
jodie
jugband blues
julie
julien
jump they say
jumpin jack flaşh
junk of the heaürt
bizim mahalllle down town sizin maaale up town
dIIV dinlerken geriliyorum sanki balkondan hayalet girecek-miş gibi hisler göbeğimden aşşa fink atıyor --------------- mesela air kondişirin diyor havalı gazlı şeyler bunlar
oFFFFFFFf şafuldan mardy bum çıktı bu da bir çeşit patlama sesi
o zaman dinlemeyim diyorum kardeşim şafuldan çıkıyor
bu şaful ayarı İPPPPPPPODLArı çok bozdu
yani adama seçenek sun
neden sen karar veriyorsun
iPodddouch
yıllardır öyle o
kimse değiştiremedi ama bi dene istersen--
nnnnnnnnnnnnnNNNSFWNNO
bunu yayınlarsam şikayet kutumu doldurabilirsiniz ya da bir daha uğramayabilirsiniz seçim yours
(bu kız ingilizce kelime bilyoi)
korktuğunu kulaklarının orantısız kızarmasından anlayabilirsiniz. ama ben onu korkarken çok nadir gördüm. son birkaç ayda sadece bir kere gerçekten korktu, o da şeyinin korkusuydu. korkması da gerekmez illa. utansın (bunu da pek bilmez ya ne ise) ya da endişe duysun kulakları ele verir onu. geçen aydınlık bir sabahta durup düşündüm bunun üzerine. kulağını bir nebze kapatan saçlarının tonunu aradım kendi sözcüklerimle. balın içine pekmez damlamış rengi olduğuna da karar verdim böylelikle. bu renk onun tenine gider mi diye düşünmedim, gitmeseydi eğer, bu kadar düşünür müydüm. rengini. sonra bi zaman sonra, nerden estiyse bi de, saçlarını tarama işini banyodan önce mi yapıyor yoksa banyo esnasında mı sonra mı, buna karar veremedim. nerden bileceğim, kıvrımlarını mı saydım/elledim mi ipeklik ölçüsüne
bu o değil. bu başka.