anlamıyorum ölmeyecekmiş gibi yaşamak neden? anlamıyorum ölmeyecek gibi yaşamam neden? bazen her şey birbirine karışıyor ve ortada
iki seçenek varsa sen kesinlikle lanetlenmiş olanı seçiyorsun. bilmiyorum neden. anlamıyorum da.
sen
ya hadi ama
........
sen anlar mıydın
sen anlayabilsen burda olmazdın. senin yerin gökyüzü olurdu ve pembe hayaller.
duvarlar pembe tekrar söylüyorum.burası benim değil.ben buraya ait değilim tekrar ediyorum. burada kalmalıyım çünkü seçme şansım yok.
kusursuz bi şikayetçilikle yazıyorum ki büyüklük sizde kalsın.
yapmak istediğim o kadar şey var ki artık ne olduğunu ne zaman olması gerektiğini ayırt edemiyorum. bi süre sonra merak da etmiyorum ama
içime dert oluyor onu yapamamak. bilmeyip yapamadığım şeyler geliyor başıma üşüşüyor. yap bizi. biz neyiz. bak yapmak da istiyorum. sadece
söyleyebilirim ki, içim hiç rahat değil. ne yaparsam yapayım rahatlatamadım. ne olması gerek. her şeyi tam ve kusursuz yapmam mı gerek. zor.
acılı ve sancılı bir hayata bakamam. gözlerim acır. ya.
buraya koyduğum göz kapakları gelecek beni bulacak bir gün. o yüzden ya buradan ayrılamamam. bi saniye durmazdım. göz kapaklarının
hatrı var. saçma sapan bir şey uydurdum. şimdilerde ona itaatleniyorum. ne derse o. esas diyen benim. kendini kandırmak ötekileri kandırmak-
tan daha kolay. isteyince kandırıyorsun, isteyince kanıyorsun.
acıkmışlardı, sandviç yaptım. sonra kendime yaptım bir de. dayanamadım yedim işte. ve onlar her yeri pislettiler. ve onlar temizlemeden kaçtılar.
derin. derin en kullanışlı kumaş. öpünce ipeksileşiyor, hırpalarsan kanvaslaşıyor.
gelebilirdim yalan söyledim. neden söylemeyecekmişim. tırnak kadar halı böceği bile ölü taklidi yapıyor. ben de o kadar akıl yok mu, var.
hem belki o ölümden ben kimsesizlenmekten korunuyorum. ölüm bizi alırdı. hamamböceği neden korksun ölümden. nerden bilecek ölümü.
ya. düşün biraz bunları. o da can, sen de.
can can can. canım çekti bir kuple can. bonomo olan.
dişlek aynı zamanda gevzek. gelecek iki haftam bok gibi geçecek. bana tahsil edilmemiş konutumda bana tahsil edilmiş gibi derimi ısıtıcam. ısıtarak
şifalandırıcam. ne işe yarar. hasta olmadan iyileşmek. hasta olmanın tadına varamamak*
bayılırım kafasını kullanan kilinklere. hem ondan bir sürü şarkı doğar bi kere. ağzını geverek söylemediği şarkıları iştahla dinledim.anne ben
motoru yaktım! senin çöplüğünde ne var, ne var sanki.
çöplük demişken 4 yaşında kreşte. boğazıma bir çubuk sokarlardı benim gözlerim dolardı ve öksürürdüm. bunu düzenli olarak yapmaya
başladılar. herkese sokarlardı çubuğu kimse etkilenmezdi. sonra utandım, evet gözümün dolmasından. onların karşısında havalı ve sağlam olma-
lıydım. bu sefer öksürüp böğürmemeliydim. zorladım kendimi, kendimi tuttum. ve ağlamadım o an orada. insanlar görmesin. insan dediğin
iki beyaz önlükle dört yıldır hayatta olan 10-15 tane sübü. neyi saklıyordum onlardan bu yaşta? güçsüz olduğumu. güçsüz değildim aslında.
sevmedi orda beni kimse. bilmiyorum. benden kaynaklı. sevmedim kimseyi orda. kendi kanımdan başka. o geldi ya tabi beni susturmaya.
ortada bi şey yok halbuki. ben onu çağırmışım ağlama bahanesine. sevmişim onu. çok sevmek bu.
kopuyorum bu sefer en sağlam bağlarımdan. belki kopmam tam belli değil. iyice tutarsak birbirimizi ki ben çok çabaladım ilk defa. ilk defa kendim kadar sevdim. tabi ki sevdiğim yine benim.
bende. o kişi bende. sevmek, sevmek ses vermek. sevip sevilmek. heyecan vermek--sevdirmek. gruplaştırmak canını-etini-sıvısını. oluşmak, orada ve burada. sevinçlendirmek. daha da daha da. daha güzel bugün. bugünden daha güzel yarın.
çekmek. yeri, zamanı. haritayı. çektirmek. saçını başını-vedalarını. çekiştirmek. arkasını önünü ast-subayını. eteğini bacasını. çekimlemek. çenesini, kulağını. belki birkaç kelimeden.
bırakmak. aşağı yukarı bir pencereden. bıktırmak. sevmekten sevdirmekten. belki benden bıktırmak. gezdirmek bacağında köprüde. kucağında. bezdirmek. yine benden belki kendinden.
çoklamak. çok çok yaparak. belki birkaç besteyle. çoğullandırmak. lerle. lerlerle. benle. senle. bizle. meyveyle. çoklu olmak. köprüde barda. yahut bir kitapta. kaybolmak. ormanda. baharda.
sende kaybolmak. fena kaybolmak, kaybolmak fena. olan. olağan. olanca haliyle olağan. sensin. sensin olan. gitmeden önce kaybolan. kaybolduktan sonra ne işe. ne şüphe.
çekmek şüphe. şüpheye düşmek. abdest. koku. belki bir korku. düşmek, şağılara. oralardan yukarılara düşmek. düşmek-çıkamamak. çıkınlamak. çıktısını almak. kendinin. afişin-iğnenin.
kaçırmak. keçileri. treni belki. çişini kaçırmak. korkutmak. tenekeden yahut fasulyeden. sonuçta korkutmak. şeytandan. iblisten. yeşilden. kusturmak. nardan. çikolatadan. kusmak.
serumlamak-soyutlanmakta. kendinde de serumlanmak. alkolle. oksijenle. kapı kolunda.asansör boşluğunda. ışıklandırmak. korkularını hayallerini. kurumuş bir dalı. bir nota parçasını.
..............................dızzzzzzzrt. bir telefon. telefonda genç yorgun sekreter. geliyor musunuz saat onda diyor. hayır diyorum fişleri koparmışım. deli gibi sızlıyorum. kalbime elledim.
ellerimle birkaç delik. açmak. açarken karalamak. kara. kötü. belki de körkütüktü. bbbbbbilanço. kayınço. bacanak. tutanak. tutmalıydık.
burayı okuyorsa kızacak bana ama aramızda kalsın
alın bi tane